Ekrem İmamoğlu’nun Tutukluluğuna Yönelik İtiraz Süreci

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutukluluğuna yönelik itiraz, avukatları tarafından İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesi’ne sunuldu. İtiraz dilekçesinde, İmamoğlu hakkında verilen tutuklama kararının dayandırıldığı “kaçma şüphesi” gerekçesinin hukuki zeminden yoksun ve inandırıcılıktan uzak olduğu vurgulandı.

“Cumhurbaşkanlığı’nın En Güçlü Adayı” Vurgusu

Avukatlar Fikret İlkiz, Tora Pekin, Hasan Fehmi Demir ve Mehmet Pehlivan imzalı dilekçede, İmamoğlu’nun hem kamuoyundaki konumu hem de siyasi süreçteki ağırlığı nedeniyle kaçma veya saklanma ihtimalinin bulunmadığı belirtildi. Dilekçede şu ifadeye yer verildi:

“Soruşturmayı başlatan ve yön veren ifadeyle belirtmek gerekirse, itiraf edelim ki tutuklama gerekçeleri içinde turpun büyüğü Ekrem İmamoğlu’nun ‘kaçacağı ve saklanacağı’ tespitidir. Bahsedilen kişi, İstanbul’da yaşayan on altı milyon insanı temsil eden ve yapılacak ilk seçimde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı’nın en güçlü adayıdır.”

Bu değerlendirmeyle, söz konusu gerekçenin hukuki değil, siyasi saiklerle oluşturulduğu ifade edildi. Dilekçede ayrıca, tutuklama kararının, bağımsız ve tarafsız yargı ilkesinden uzaklaşmış yargıç ve savcılar tarafından verildiği öne sürülerek, sürecin tamamının hukuk normları dışında işlediği savunuldu.

Siyasi Müdahale İddiası

İtiraz dilekçesinde kullanılan dikkat çekici bir diğer ifade ise şöyleydi:

“Bu yapanın bile inanmadığı tespit, soruşturmanın hukuk normlarına uygun olarak değil siyasi saiklerle, bağımsız ve tarafsızlığını yitirmiş yargıç ve savcılar tarafından yürütüldüğüne ilişkin tüm beyanlarımızı tek başına kanıtlar niteliktedir. Hazindir.”

Avukatlar, bu ifadenin altını çizerek İmamoğlu’nun tutukluluğunun hukuki değil, siyasi bir karar olduğunu ileri sürdü ve müvekkillerinin derhal tahliye edilmesi gerektiğini belirtti.

Mahkemenin itiraza nasıl bir yanıt vereceği henüz bilinmiyor. Ancak söz konusu karar, önümüzdeki günlerde Türkiye’de hukuk-yargı ilişkisi ve muhalefet üzerindeki siyasi baskılar tartışmasında yeni bir aşamayı beraberinde getirebilir.