23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla TBMM’de düzenlenen özel oturumda söz alan Emek Partisi (EMEP) Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, alışılmış bayram konuşmalarının dışına çıkarak iktidara yönelik çarpıcı eleştirilerde bulundu. Konuşmasına, “Bu kürsüden bir bayram konuşması yapmayacağım” sözleriyle başlayan Karaca, Türkiye’de çocukların maruz bırakıldığı yoksulluk, şiddet, sömürü ve ihmalin üstünü bayramlarla örtmenin mümkün olmadığını ifade etti. “Çocukların yasını tutmadan, milli egemenliği sarayın hizmetine verenlere bir çift laf etmeden bayram kutlanamaz” diyen Karaca, Meclis kürsüsünü bir yüzleşme alanına dönüştürdü.
“Hangi çocuğu koruyabildiniz?”
Karaca, 2025’in “Aile Yılı” ilan edilmesini hatırlatarak, devletin koruması altında olması gereken çocukların hayatlarını kaybettikleri olayları tek tek sıraladı. Yangında ölen, iş kazasında can veren, tarikat yurtlarında istismara uğrayan çocukları örnek göstererek iktidarın bu ölümler karşısındaki sessizliğini ve sorumluluktan kaçışını sert sözlerle eleştirdi: “Bu ülkede yoksul çocuk anneleri çöp toplamaya çıktığında yanarak öldü… Suçu ikisinde de sağa sola attınız, yüzünüz bile kızarmadı.”
Çocuk işçiliğine karşı etkin bir mücadele yürütülmediğini vurgulayan Karaca, sabah ezanıyla kalkıp sanayi sitelerinde çalışan çocukların hayatını kaybettiği kazaları hatırlatarak, “Pres makinesine kolunu kaptırdı, canından oldu bu ülkede” sözleriyle durumun vahametini gözler önüne serdi.
“Egemenlik halkın değil, sermayenin”
Karaca, konuşmasının ilerleyen bölümünde 23 Nisan’ın anlamına da gönderme yaparak “Bu ülkede egemenlik çocukların değil, halkın değil, sermayenin, patronların, holdinglerin” dedi. Kürsüde dile getirdiği her örnekle yalnızca devletin değil, toplumsal yapının da çocuklara karşı körleştiğine işaret eden Karaca, yaşananların münferit değil, sistematik olduğunun altını çizdi: “Tarikata teslim ettiğiniz çocuğa tecavüz edildi… ar etmediniz. Kürt çocuk evinin önünde panzerle ezildi, koyun otlatırken havan mermisiyle paramparça oldu.”
Devletin, yaşanan hak ihlallerini örtmekle kalmayıp sorumluları da koruduğunu savunan Karaca, “Polis kurşunuyla öldürülen çocuk gibi onu da terörist ilan ettiniz” sözleriyle polis şiddetine uğrayan gençlerin hedef gösterilmesini eleştirdi. Eğitimsizlik ve işsizlik nedeniyle umutsuzluğa sürüklenen gençlerin intihara varan hikâyelerine de değinen Karaca, “Diplomasını alan çocuk geleceğini alamadı bu ülkede” diyerek sistemin gençlere umut değil, karanlık bir gelecek sunduğunu belirtti.
“Bu halk çocuklarına mezar taşı değil, özgür bir gelecek verecek”
Konuşmasının sonunda Karaca, halkı eşitlik ve adalet için mücadele etmeye çağırarak sözlerini şöyle noktaladı:
“Çocukları kurban eden bu düzenle kavga etmeden bu ülke eşitlik yüzü göremez. Bugün burada kutlama yok, bugün burada bir hakikat var… Bu halk çocuklarına mezar taşı değil, eşit, özgür, barış içinde bir gelecek verecek!”
Sevda Karaca’nın 23 Nisan’da yaptığı bu konuşma, Meclis’in resmi tutanaklarına yalnızca bir konuşma olarak değil, Türkiye’de çocuk hakları mücadelesinin bir manifestosu olarak geçti. Bayram vesilesiyle yapılan bu çıkış, çocukların yaşam hakkı, adalet, eğitim ve güvenlik gibi temel haklarının yalnızca sembolik günlerde değil, her gün korunması gerektiğini bir kez daha hatırlattı.