Vergi Rekoru Kırıldı, Şeffaflık Yine Yok: 2025’in İlk Dört Ayında 2,8 Trilyon Lira Toplandı

Vergi uzmanı Ozan Bingöl’ün X (eski adıyla Twitter) hesabından yaptığı çarpıcı paylaşımlar, Türkiye’de 2025 yılının ilk dört ayında merkezi bütçede toplanan vergi yükünün ulaştığı devasa boyutları gözler önüne serdi. Bingöl’ün aktardığı verilere göre, yılın sadece ilk dört ayında vatandaşlardan toplam 2 trilyon 810 milyar lira vergi toplandı. Aynı dönemde 885,5 milyar lira bütçe açığı verilirken, 724,6 milyar lira da faiz ödemesi yapıldı.

Ancak asıl soru hâlâ yanıtlanmış değil: Bu vergiler nereye gidiyor?

Saniyede 271 Bin Lira, Ama Kime Ne Gidiyor?

Bingöl’ün dikkat çektiği bir diğer nokta, vergi toplama hızının ulaştığı boyut. Buna göre:

  • Saniyede: 271 bin lira,

  • Dakikada: 16,2 milyon lira,

  • Saatte: 975,7 milyon lira,

  • Günde: 23,4 milyar lira,

  • Aylık ortalamayla: 702,5 milyar lira vergi tahsil edildi.

Bu rakamlar, Hazine’nin halktan nasıl devasa bir kaynak topladığını ortaya koyarken, bu kaynakların ne kadarının kamusal hizmete, ne kadarının borç-faiz sarmalına, ne kadarının ise ihaleler ve siyasi tercihlerle yönlendirildiği ise bilinmiyor.

Bütçe Açığı ve Faiz: Verginin Sessiz Yutucuları

Ortada toplanan büyük bir vergi hacmi varken, buna rağmen 885,5 milyar liralık bütçe açığı verilmesi, ekonomik yönetimin nitelikli ve halktan yana olup olmadığı sorularını yeniden gündeme getiriyor. Üstelik yalnızca faiz ödemeleri için yapılan harcama 724,6 milyar liraya ulaştı; yani devlet, yılın ilk dört ayında topladığı her dört liranın birini faize ödedi.

Bu tablo, vergi adaleti, kaynak kullanımı ve kamu yönetiminde şeffaflık gibi konuların neden bu kadar yakıcı olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Nereye Harcandığı Bilinmeyen Trilyonlar

Toplanan milyarların nerelere harcandığına ilişkin kamuoyuna sunulan şeffaf ve anlaşılır bir kalem dağılımı hâlâ yok. Özellikle savunma harcamaları, yandaş şirketlere verilen kamu ihaleleri, saray ve külliye giderleri gibi kalemlerde denetimsizlik iddiaları sık sık gündeme geliyor. Buna karşın eğitim, sağlık ve sosyal yardımlar gibi halkın doğrudan faydalandığı alanlarda sürekli bütçe kısıntıları yapıldığına tanık olunuyor.

Kamunun Değil, Sermayenin Vergisi mi?

Devletin halktan topladığı vergilerin ağırlıklı kısmı dolaylı vergilerden oluşuyor. Bu da toplumun en yoksul kesimlerinin, zenginlerle aynı oranda vergi yükü taşımasına neden oluyor. Ozan Bingöl’ün verdiği rakamlar, yalnızca mali bir bilanço sunmuyor; aynı zamanda Türkiye’deki sınıfsal eşitsizliklerin, adaletsiz ekonomik tercihlerin ve otoriter ekonomik yönetim tarzının da bir yansıması niteliğinde.

Sorulması Gereken Asıl Soru

Toplanan vergi rekor düzeyde. Faiz harcaması büyüyor. Bütçe yine açık veriyor.

Peki kamusal fayda nerede?

Sosyal devlet nerede?

Denetim nerede?

Bu sorular, iktidarın değil, yurttaşların sorması gereken sorular.

Çünkü demokrasilerde bütçe, sadece ekonominin değil, siyasetin de pusulasıdır.

Ve bugün o pusula halkı değil, bir avuç imtiyazlı kesimi göstermektedir.