Şırnak Üniversitesi’nde yıllardır dilden dile dolaşan “kişiye özel kadro” meselesi, bu kez öyle bir seviyeye ulaştı ki, artık gizlemeye bile ihtiyaç duyulmadığını gösteren bir örnekle gündeme geldi. Üstelik bu defa ifşa içeriden: Üniversite Rektörü Abdurrahim Alkış’ın kardeşi Abdullah Alkış, sosyal medya hesabından kadronun kendisi için açıldığını açıkça duyurup bir de üstüne gururla poz verdi.
Abdullah Alkış, Facebook’ta yaptığı paylaşımda, 17 Kasım’da açılan 4/B sözleşmeli büro personeli ilanının kendisi için düzenlendiğini itiraf etmekle kalmadı, “Merak etmeyin, bu sefer her şeyi düşündük” diyerek bürokrasiyle dans etmenin inceliklerini anlattı.
Kendisi için hazırlanan özel oda ve “prosedür gereği açılan ilan”dan bahsederken, üniversiteyi aile işletmesi gibi yönettiklerini de hiç saklamadı:
“Bu üniversitenin gerçek sahibinin biz olduğunu bir kez daha göstereceğiz.
Rektör abime kafa tutanların barınamadığını zaten gösterdik. Şimdi de benim güvenlik kadromu iptal ettiren o namussuzlara ders verme sırası geldi.”
Büro personeli kadrosu ona, teknisyen kadrosu da “aile dostlarının yakınına” ayrılmış. Yani üniversite resmen “bizim çocuklar” kontenjanına dönüşmüş durumda.
Bayburtlu: “Rektör üniversiteyi çiftliği gibi yönetiyor; suç duyurusunda bulunacağım”
Şırnak Üniversitesi’nde görev yaparken, mahkeme kararlarına rağmen iki kez işten çıkarılan akademisyen Ahmet Selçuk Bayburtlu ise duruma şaşırmadığını belirterek suç duyurusunda bulunacağını açıkladı.
Bayburtlu, tam anlamıyla özet geçer nitelikte konuştu:
“Rektör hukuk tanımıyor, üniversiteyi çiftliğe çevirmiş.
Sayıştay raporları ortada. Yolsuzluk, usulsüzlük, adam kayırma…
Şırnak Üniversitesi’nin en kötü yönetilen üniversite olarak çıkması da boşuna değil.”
Bayburtlu, ilan süresi bitmeden rektörün kardeşinin “İlan benim için açıldı, Aralık’ta ziyaretime beklerim” demesinin bile tek başına suç işlendiğinin kanıtı olduğunu söyledi.
Pes dedirten paylaşım
Aslında bu olayda en çarpıcı olan, kayırmacılığın hissettirmeden değil, artık göstererek, adeta üniversitenin resmî duyurusu gibi paylaşılması.
Abdullah Alkış’ın “Kadro benim için hazırlandı” sözleri, uzun süredir konuşulan adrese teslim akademik kadroların ulaştığı seviyeyi gözler önüne serdi.
Bir üniversitenin daha adının bilimsel başarılarla değil, “kim nereyi kime ayarladı” tartışmalarıyla gündeme gelmesi ise Türkiye’de yükseköğretimin mevcut haline dair acı, ama hayli ironik bir tablo sunuyor.
- NHY / Odatv











