Medya sansürü, adil olmayan seçimler, yasaklanmış gösteriler: Bertelsmann Vakfı’nın bir analizine göre, birçok ülkenin liderleri, ülkelerini otoriter rejimlere dönüştürüyor. Ancak bazı gelişmekte olan ülkelerde umut verici gelişmeler de yaşanıyor.
Rusya’da Kremlin, bir “seçimin” nasıl yapılacağını belirlerken, askerler Myanmar’ı kontrol altında tutuyor, Somali, Yemen ve Libya gibi ülkeler şiddetin içinde kayboluyor: Birçok ülkede demokratik bir ortam bulunmazken, diğer yerlerde ise demokrasi baskı altında. Durumun ne olduğunu belirlemek için Bertelsmann Vakfı, mevcut Dönüşüm Endeksi’nde kayda geçirdi. Buna göre, gelişmekte olan ve dönüşüm geçiren ülkelerdeki demokrasiler geriliyor, otoriterlik ise artıyor.
Bertelsmann Vakfı toplamda 137 gelişmekte olan ve dönüşüm geçiren ülkeyi analiz etti. Artık sadece 63 demokrasi varken, 74 otoriterlikle yönetilen ülke bulunuyor. Bu, 20 yıldır yapılan endekste demokrasi dışında yönetilen ülkelerin sürekli arttığını gösteriyor.
Analiz için yaklaşık 300 uzmanın detaylı raporları incelendi. Demokrasinin, piyasa ekonomisinin ve yönetişimin kalitesi incelendi, bu değerler demokrasinin varlığını veya yokluğunu temsil ediyor. Örneğin Hırvatistan 8,55, Türkiye 4,23, Yemen ise 1,57 değerlerine sahip.
Şubat 2021 ile Ocak 2023 tarihleri arasındaki son dönemi kapsayan incelemeye göre Bertelsmann Vakfı, 25 “ılımlı” ve 49 “sert” otoriterlik belirledi. Sert otoriterlikler arasında, uzmanlar 10 ülkeyi başarısız olarak kabul ediyor; bunlar arasında Suriye, Yemen, Libya, Haiti ve Orta Afrika Cumhuriyeti gibi ülkeler bulunuyor.
Demokrasi sürekli aşındırılıyor ve otoriterliğe doğru ilerleniyor
En kötü durumdaki ülkeler arasında Myanmar, Afganistan, Mısır ve Rusya bulunuyor. Singapur, Nijerya, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler ise “ılımlı” otoriterlik olarak sınıflandırılıyor.
Çalışmanın yazarları, ülkelerde ifade ve basın özgürlüğünün giderek daha fazla kısıtlandığını, seçimlerin özgürlüğünün azaldığını ve toplantı özgürlüklerinin ihlal edildiğini eleştiriyor. Türkiye ve Bangladeş gibi ülkeler, otoriterliğe doğru ilerlerken demokrasiyi sürekli olarak aşındırıyorlar.
Ancak çalışma aynı zamanda olumlu örnekleri de vurguluyor. Artan otoriterlik eğilimlerine ek olarak, örneğin Brezilya ve Polonya’da olduğu gibi demokrasi hareketleri de güçleniyor, burada halk otoriter güçleri seçimlerde reddetti. Endekse katkıda bulunan tarihçi Hauke Hartmann, “Otoriter eğilimler sandıkta durdurulabilir” diyor. “Bunun için seçimlerden önce sivil toplumun harekete geçmesi ve seçimlerden sonra hukukun üstünlüğüne geri dönülmesi gerekiyor.”
Tayvan, Güney Kore, Kosta Rika, Şili ve Uruguay gibi ülkelerde olumlu dönüşümler olduğu vurgulanıyor. Tüm bu ülkeler, hukukun
üstünlüğünü güçlendiriyor ve halkın katılımını sağlıyor.
Örneğin Brezilya, Kenya ve Zambiya’da, temiz seçimleri ve sonuçlarını güvence altına almak için sivil toplum baskısı, seçim kurulları veya anayasa mahkemeleri etkili olmuştur. Polonya ve Sri Lanka’da, sivil ve sosyal hakların korunması için başarılı bir şekilde harekete geçildi. Bu vakalar, analize göre, sokak baskısının, yargı, parlamento veya medya gibi denetim mekanizmaları ile birleştiği yerlerde otoriterliklerin yenildiğini göstermektedir.
TB / Der Spiegel