29 Haziran 2024 tarihinde İstanbul Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda Madımak Katliamı Hafıza Merkezi ve Sanal Müze’nin tanıtımı yapıldı. Etkinlikte, Ümit Kıvanç yönetmenliğindeki “Çok Kötü Bir Şey Oldu” adlı belgesel film gösterildi. Bu projeler, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) öncülüğünde ve çeşitli sanatçılar, akademisyenler, gönüllü araştırmacılar ile katledilenlerin ailelerinin kolektif emeğiyle ortaya çıktı.
Cemal Salman, Artı Gerçek’te yayımlanan yazısında, 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta yaşanan Madımak Katliamı’nın toplum üzerindeki etkisini ve hafıza çalışmalarının önemini ele aldı. Salman, Madımak Katliamı’nın Alevi topluluğunun hafızasında silinmez bir yer edindiğini belirtti. O dönemde on bir yaşında bir çocuk olarak katliamın yaşandığı Sivas’ta bulunduğunu ve köydeki insanların yas havasını hissettiğini anlatan Salman, hafızasının bu olayla nasıl şekillendiğini ve hafıza çalışmalarının bireysel ve toplumsal bellek üzerindeki önemini vurguladı.
Salman, hafızanın bireyin geçmişini bugününe bağladığını ve toplumlar için de benzer bir işlevi olduğunu ifade etti. Maurice Halbwachs’ın “Kolektif Hafıza” teorisinden alıntı yaparak, bireysel hatıraların kolektif hafızanın bir parçası olduğunu ve toplumsal bellekle iç içe geçtiğini belirtti. Salman, Madımak Katliamı’nın Alevi kimlik mücadelesindeki kırılma noktalarından biri olduğunu ve bu olayın Alevi topluluğunun hafızasında silinmez bir yer edindiğini dile getirdi.
Madımak Katliamı Hafıza Merkezi ve Sanal Müze, dijital ortamda bilgi ve belgeleri koruyarak ve sunarak toplumsal belleğe katkı sağlamayı amaçlıyor. Salman, bu tür hafıza kayıtlarının önemini vurgularken, dijital platformların hafızayı mekâna ve zamana sabitlemeden herkese açık bir bilgi kaynağı sunduğunu belirtti. Bu proje, dijital çağın imkânlarını kullanarak hafızayı gelecek nesillere aktarma konusunda önemli bir adım olarak görülüyor.
Proje, AABK yönetimi, Madımak Komitesi, Hafıza Merkezi ve Sanal Müze yönetmeni Eylem Şen, belgeselin yönetmeni Ümit Kıvanç ve sözlü tarih çalışmalarının koordinatörü Prof. Dr. Şükrü Aslan gibi isimlerin katkılarıyla gerçekleştirildi. Bu isimler, proje kapsamında yürütülen çalışmalarda önemli rol oynayarak hafıza kaydının oluşmasına katkı sağladılar.
Salman, hatırlamanın ve hatırlatmanın politik ve toplumsal boyutlarına dikkat çekerek, hafıza çalışmalarının gelecekteki nesiller için taşıdığı önemi dile getirdi. Paul Connerton ve Paul Ricoeur gibi hafıza kuramcılarının görüşlerine yer veren Salman, hatırlama ve unutma süreçlerinin nasıl şekillendiğini ve bu süreçlerin toplumsal bellek üzerindeki etkilerini anlattı. Salman, Madımak Katliamı Hafıza Merkezi ve Sanal Müze projesini bu bağlamda değerlendirerek, bu tür projelerin hafızanın sürekliliğini sağlamak ve unutturmamak için ne denli önemli olduğunu vurguladı.
Salman, hafıza kayıtlarının ve hafıza mekânlarının toplumsal bellek üzerindeki etkisini değerlendirirken, bu tür projelerin hafızayı sadece bugüne değil, geleceğe de aktarma konusunda taşıdığı önemi belirtti. Salman, Huyssen’in hafıza ve unutma konusundaki uyarılarına da dikkat çekerek, dijital hafıza kayıtlarının sürekliliğini sağlamak için sürekli çaba göstermek gerektiğini ifade etti.
Madımak Katliamı Hafıza Merkezi ve Sanal Müze, dijital çağın imkânlarını kullanarak toplumsal hafızayı canlı tutma ve gelecek nesillere aktarma konusunda önemli bir adım olarak görülüyor. Bu proje, Madımak Katliamı’nın acı hatırasını ve toplumsal belleğini koruma ve gelecek nesillere aktarma amacını taşıyor. Salman, bu tür hafıza çalışmalarının toplumların hafızasını canlı tutma ve unutturmama mücadelesinde önemli bir rol oynadığını vurguladı.
Madımak Katliamı’nın 31. yılına özel olarak gerçekleştirilen bu tanıtım ve belgesel gösterimi, hafıza mücadelesinin ve toplumsal belleğin canlı tutulmasının önemini bir kez daha gözler önüne serdi.