6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremler, Türkiye’nin güneydoğusunda derin izler bıraktı. Binlerce can kaybı ve geniş çaplı yıkımların yaşandığı bu felaket, bölgede yaşayan gençlerin hayatını büyük ölçüde etkiledi. Depremin ardından yapılan araştırmalar, gençlerin karşı karşıya kaldığı sorunların boyutunu daha da netleştiriyor.
Eğitimde Aksamalar ve Akademik Başarısızlık Riski
Deprem sonrası bölgedeki okulların yıkılması veya hasar görmesi, eğitimde büyük aksamalara yol açtı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) verilerine göre, deprem bölgesinde yaklaşık 1000 okul kullanılamaz hale geldi. Bu durum, özellikle lise ve üniversite çağındaki gençlerin akademik başarılarını olumsuz etkiledi. Eğitim süreçlerindeki bu aksaklıklar, gençlerin üniversiteye giriş sınavlarında başarılarını ciddi şekilde tehdit etti. TÜİK’in yayımladığı verilerde, bölgedeki lise son sınıf öğrencilerinin %42’sinin sınavlara hazırlık sürecinde motivasyon kaybı yaşadığı belirtildi.
Deprem sonrasında eğitim süreçlerinin uzaktan yürütülmesi planlandı, ancak bölgedeki altyapı yetersizlikleri bu geçişi zorlaştırdı. İnternet erişimi olmayan bölgelerde yaşayan öğrenciler, uzaktan eğitime erişim sağlayamadı. Bu durum, eğitimde fırsat eşitsizliğini derinleştirerek bölgedeki gençlerin akademik başarılarına ciddi bir darbe vurdu.
Psikolojik Travmaların Gölgesinde Yaşam
Deprem sonrası yaşanan kayıplar ve yıkımlar, gençlerin psikolojik sağlığını da olumsuz etkiledi. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) raporuna göre, depremden etkilenen gençlerin %68’i travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) belirtileri gösteriyor. Ayrıca, gençlerin %40’ı depresyon ve anksiyete gibi ruhsal sağlık sorunlarıyla mücadele ediyor. Psikolojik destek hizmetlerine erişim ise sınırlı kalıyor; bölgedeki gençlerin sadece %15’i bu hizmetlerden yararlanabildi.
Psikolojik destek hizmetlerinin yetersizliği, gençlerin yaşadıkları travmaları atlatmalarını zorlaştırıyor. Ailelerini, arkadaşlarını ve evlerini kaybeden gençler, sosyal izolasyon ve yalnızlık hissiyle başa çıkmakta zorlanıyor. Gençler arasında yapılan bir ankette, katılımcıların %53’ü sosyal hayatlarının deprem sonrası durma noktasına geldiğini ve bu durumun ruh sağlıklarını olumsuz etkilediğini ifade ediyor.
Ekonomik Belirsizlikler ve İşsizlik
Deprem bölgesinde gençler, ekonomik zorluklar ve işsizlikle de mücadele ediyor. TÜİK’in 2023 yılı raporuna göre, deprem bölgesinde genç işsizlik oranı %28’e yükselmiş durumda. Birçok genç, ailelerinin ekonomik yükünü hafifletmek için eğitimlerini yarıda bırakıp çalışmaya başlamak zorunda kaldı. Ancak, bölgedeki iş imkanlarının kısıtlı olması, gençlerin iş bulma süreçlerini zorlaştırıyor.
Gençlerin %60’ı, deprem sonrası ekonomik belirsizlikler nedeniyle geleceğe dair umutlarını kaybettiklerini belirtiyor. Bu durum, gençlerin yaşadıkları yerden ayrılma isteğini de artırıyor. Bölgedeki gençlerin %35’i, deprem sonrası farklı bir şehre göç etmeyi planladığını ifade ediyor.
Barınma Sorunları ve Geleceğe Dair Umutsuzluk
Deprem sonrasında kurulan geçici barınma alanları, gençlerin barınma sorunlarını tam anlamıyla çözebilmiş değil. Çadır kentler ve konteyner yerleşim alanlarında yaşayan gençler, bu geçici barınma koşullarının güvensiz ve yetersiz olduğunu düşünüyor. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından yapılan bir araştırmaya göre, deprem bölgesinde yaşayan gençlerin %47’si barınma koşulları nedeniyle geleceğe dair umutlarını kaybettiklerini belirtiyor.
Barınma sorununun yanı sıra, ekonomik belirsizlikler ve işsizlik de gençlerin gelecek kaygılarını derinleştiriyor. Bölgede yapılan bir başka araştırmada, gençlerin %62’si gelecekte istihdam olanaklarının daha da kötüleşeceğini düşündüğünü belirtiyor. Bu durum, gençlerin ekonomik bağımsızlıklarını kazanmalarını zorlaştırırken, geleceklerine dair belirsizlikleri artırıyor.
Sosyal Yardımlar ve Yeniden İnşa Süreci
Deprem sonrası bölgede yürütülen sosyal yardım çalışmaları ve yeniden inşa süreci, gençlerin ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalıyor. Gençlerin sadece %25’i sosyal yardım programlarından yeterince faydalandığını ifade ediyor. Yeniden inşa sürecinin yavaş ilerlemesi, gençlerin geleceğe dair belirsizliklerini artırıyor.
Bölgedeki gençlerin eğitim, istihdam ve psikolojik destek alanlarında daha fazla desteğe ihtiyacı var. Devletin ve sivil toplum kuruluşlarının bu alanlarda yapacakları çalışmalar, gençlerin hayata tutunmalarına ve yaşadıkları travmaları atlatmalarına yardımcı olabilir.
Uğur Kaymaz