Almanya’da aşırı sağ yükselirken, bu kesimler yalnızca siyasi arenada değil, tarih sahnesinde de tehlikeli bir oyun oynuyor. Aşırı sağcılar, Nazi Almanyası’nın mirasını aklamak ve Hitler rejiminin işlediği insanlık suçlarını unutturmak için tarihin en büyük trajedilerinden biri olan Holokost’u inkâr etmeye veya küçümsemeye yönelik alçakça girişimlerde bulunuyor. “Hitler’in aslında sosyalist olduğu” gibi akıl dışı iddialardan, toplama kamplarında Yahudilerin katledildiğinin “abartı” olduğu yönündeki rezil propagandalara kadar pek çok yalan, sistematik şekilde yayılmaya çalışılıyor.
Tarihsel Gerçeklere Saldırı: Nazizmi Aklama Operasyonu
Tarihsel revizyonizm, yani geçmişi yeniden yorumlayarak değiştirme girişimi, bilimsel bir yöntem çerçevesinde yapıldığında elbette meşru bir süreçtir. Ancak aşırı sağın elinde bu, yalnızca Nazi rejiminin suçlarını unutturmak ve Almanya’daki sağ popülist hareketlerin önünü açmak için kullanılan bir araç haline gelmiştir. Son dönemde özellikle Almanya için Alternatif (AfD) partisinin önde gelen isimleri, Nazizm’i aklama yönündeki bu çabalara öncülük ediyor.
AfD’nin eş başkanı Alice Weidel, yakın zamanda ntv televizyonuna yaptığı açıklamada, “Hitler gerçekte solcuydu” gibi tarihi gerçeklerle taban tabana zıt bir iddiada bulundu. Bu, yalnızca tarihin bilinçli bir şekilde çarpıtılması değil, aynı zamanda Nazi Almanyası’nın faşist, totaliter ve soykırımcı kimliğini aklama çabasının bir parçasıdır. Bu açıklama, Hitler’in ve onun rejiminin insanlık dışı politikalarını örtbas etme girişimi olduğu kadar, aynı zamanda sol ideolojiyi karalamaya yönelik bir taktik olarak da okunmalıdır.
Weidel’in bu açıklaması, AfD içinde köklü bir geleneğin devamıdır. 2018’de partinin bir diğer ağır toplarından Alexander Gauland, Nazi Almanyası dönemini “bin yıllık başarılı Alman tarihinin içinde küçük bir kuş pisliği” olarak nitelendirerek Nazizmin suçlarını hafife alan utanç verici bir söylemde bulunmuştu.
Holokost İnkarı ve Yahudi Soykırımını Küçümseme Çabaları
Hitler’in siyasi kimliğiyle ilgili gerçekleri saptırmak yetmezmiş gibi, aşırı sağcılar yıllardır toplama kamplarında işlenen vahşeti de reddetme veya küçümseme peşinde. Özellikle aşırı sağcı hareketlerin sosyal medyada ve çeşitli yayın organlarında sıkça dile getirdiği iddialardan biri de, “Yahudi soykırımının abartıldığı” ya da “sayıların şişirildiği” yönündeki rezil yalandır. Oysa Auschwitz, Treblinka, Sobibor ve diğer toplama kamplarında milyonlarca masum insanın sistematik olarak katledildiği, sayısız belge, görgü tanığı ifadesi ve mahkeme kayıtlarıyla kanıtlanmış bir gerçektir.
Bu tür yalanlar, yalnızca Nazilerin işlediği suçları gölgeleme amacı taşımıyor; aynı zamanda günümüz Almanyası’nda aşırı sağın güçlenmesini sağlamak için geçmişi manipüle ederek kendi propagandalarını yayma stratejisinin bir parçasıdır. Tarihi çarpıtma, sağ popülistlerin, özellikle genç kuşakları Nazi rejiminin gerçek yüzünden uzak tutarak aşırı sağ ideolojilere yönlendirme çabalarının bir uzantısıdır.
“Efsaneler Yerine Tarih” Girişimi ve Aşırı Sağın Propaganda Mekanizmasını Çökertme Çabaları
Bu tarihsel çarpıtmalara karşı mücadele eden isimlerden biri de Jena Üniversitesi’nden sosyal bilimci Jakob Schergaut. Schergaut, “Efsaneler Yerine Tarih” girişimiyle, aşırı sağın bilinçli şekilde yaydığı yalanları bilimsel verilerle çürütmeyi ve Nazizm’in gerçek yüzünü unutturmamak için kamuoyunu bilgilendirmeyi amaçlıyor.
Schergaut, detektor.fm’de yayınlanan Forschungsquartett programında, aşırı sağcıların neden tarihi çarpıtma ihtiyacı duyduğunu ve bu yalanları nasıl sistematik olarak yaymaya çalıştıklarını açıklıyor. AfD ve diğer aşırı sağcı grupların, Holokost’u inkâr eden, Hitler rejimini aklamaya çalışan ya da Nazizmi küçümseyen her türlü söylemi, sadece tarihi tahrif etmekle kalmayıp, aynı zamanda günümüz demokrasi karşıtı hareketlerini besleyen bir silaha dönüştürdüğüne dikkat çekiyor.
Aşırı Sağın Yalanlarına Karşı Kararlı Mücadele Şart
Tarihi çarpıtma girişimlerine karşı sessiz kalmak, yalnızca aşırı sağın daha fazla güç kazanmasına yol açacaktır. Almanya’da ve dünyada demokratik değerlere inanan herkes, bu propaganda mekanizmasının nasıl işlediğini anlamalı ve bu tür tehlikeli söylemlere karşı bilimsel verilerle, tarihsel kanıtlarla ve güçlü bir toplumsal bilinçle mücadele etmelidir.
Aşırı sağcıların hedefi yalnızca geçmişi değiştirmek değil; aynı zamanda bu yalanlar üzerinden günümüz siyasetini de şekillendirmektir. Nazizmin suçlarını unutturmaya çalışanlar, bir yandan da bugünün totaliter, ırkçı ve baskıcı politikalarına zemin hazırlamaktadır. Tarihin çarpıtılmasına karşı mücadele etmek, yalnızca geçmişi korumak değil, aynı zamanda demokrasinin geleceğini güvence altına almak demektir.
- Cinsiyetler Arası Ücret Farkı: Türkiye’deki Durum - 7 Mart 2025
- Türkiye’de Yargı Bağımsızlığı: Krizin Derinleşen Anatomisi - 23 Şubat 2025
- Otokrat Liderlerin İktidar Hırsı: Bolsonaro ve Küresel Demokrasiye Tehditler - 19 Şubat 2025