Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2025 yılı Ocak ayına ilişkin işgücü istatistiklerini yayımladı. Verilere göre, zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan geniş tanımlı işsizlik oranı, bir önceki aya göre 0,1 puan artarak yüzde 28,1 seviyesine yükseldi. Bu oran, işgücü piyasasındaki atıl kapasitenin boyutunu gözler önüne seriyor. Dar tanımlı işsizlik oranı ise yüzde 8,4 olarak gerçekleşirken, işsiz sayısı bir önceki aya göre 25 bin kişi azalarak 3 milyon 2 bin kişi oldu. Kadınlarda işsizlik oranı yüzde 12,1 ile erkeklerin (yüzde 6,5) neredeyse iki katına ulaştı.
İstihdam ve İşgücüne Katılım Oranlarında Düşüş
TÜİK verilerine göre, Ocak 2025’te istihdam edilenlerin sayısı bir önceki aya göre 195 bin kişi azalarak 32 milyon 531 bin kişiye geriledi. İstihdam oranı ise 0,3 puanlık düşüşle yüzde 49,2 oldu. Bu oran, erkeklerde yüzde 66,4 iken kadınlarda yüzde 32,3 olarak kaydedildi. İşgücüne katılım oranı da bir önceki aya göre 0,4 puan azalarak yüzde 53,7’ye düştü. İşgücüne katılım oranı erkeklerde yüzde 71,0, kadınlarda ise yüzde 36,7 olarak gerçekleşti. Bu veriler, özellikle kadınların işgücü piyasasına katılımında ciddi bir eşitsizlik olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Genç Nüfusta İşsizlik ve Çalışma Sürelerindeki Değişim
15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı, bir önceki aya göre 0,8 puan azalarak yüzde 14,9 oldu. Ancak bu oran, genç kadınlarda yüzde 22,7 ile erkeklerin (yüzde 10,6) oldukça üzerinde seyretti. Genç nüfustaki işsizlik oranı, Türkiye’nin geleceği açısından endişe verici bir tablo çiziyor. Diğer yandan, istihdam edilenlerin haftalık ortalama fiili çalışma süresi, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış şekilde 0,8 saat artarak 43,4 saate yükseldi. Bu artış, çalışanların iş yükündeki artışa işaret ediyor.
TÜİK’in açıkladığı veriler, Türkiye’de işgücü piyasasının halen ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Özellikle geniş tanımlı işsizlik oranındaki artış ve kadınların işgücüne katılımındaki düşük oranlar, politika yapıcılar için acil çözüm gerektiren alanlar olarak öne çıkıyor.