İZMİR – Türkiye’de sağlık sistemi bir krizden diğerine savrulurken, 12 Mayıs Hemşireler Günü, İzmir’de sağlık emekçilerinin çığlığına sahne oldu. Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde toplanan İzmir Sağlık Platformu, kutlama yapmak yerine yaşadıkları ağır koşulları ve gasp edilen haklarını kamuoyuna duyurdu. “Kutlama değil, haklarımızı istiyoruz” pankartı eşliğinde yapılan açıklamada, sağlık emekçileri, sistemin can çekiştiğini, hem etik ilkelerin hem de insan hayatının hiçe sayıldığını dile getirdi.
Basın açıklamasında taşınan dövizler tabloyu özetler nitelikteydi: “Sağlıkta etik olmazsa olmaz”, “Angarya çalışmaya hayır” ve “Sağlığın çivisi çıktı.”
“İnsanüstü bir yük omuzlarımızda”
Platform adına açıklama yapan SES İzmir 1 No’lu Şube Eş Başkanı Hava Akcan, sağlık emekçilerinin, özellikle hemşirelerin ve ebelerin “çığ gibi büyüyen sorunlar karşısında yok sayıldığını” belirtti. Akcan, sağlık çalışanlarının “insanüstü koşullarda”, tükenmişlik hissiyle görev yaptığını ve artık dayanacak güçlerinin kalmadığını söyledi:
“İnsanca çalışma koşullarının olmadığı, bedensel ve ruhsal sağlığın bozulduğu, uzun çalışma saatleri ve angarya baskının normalleştiği bir sistemde, her iş hemşireye yıkılıyor.”
Akcan, Sağlık Bakanlığı tarafından oluşturulan Çalışan Sağlığı ve Güvenliği Kurullarının ise işlevsiz olduğunu belirterek, “Çalışanları korumak ve koşulları iyileştirmek kimin görevi?” diye sordu.
Sistem etik ve bilimsel temelden koptu
Sağlık sistemindeki çöküşün yalnızca personel eksikliğiyle sınırlı olmadığını vurgulayan Akcan, etik ve bilimsel ilkelerin yok sayıldığını, hasta güvenliği ve tedavi süreçlerinin ciddi biçimde sekteye uğradığını dile getirdi:
“Bir hastanın tedavisi, klinik uzman doktor ve deneyimli hemşirenin birlikte takibini gerektirir. Branş dışı yatışlar, enfeksiyon riski taşıyan hastaların uygunsuz servislerde yatırılması kabul edilemez. İnsan hayatı, yalnızca gece nöbetinde görevli bir hemşirenin omzuna bırakılamaz. Bu, hasta hakkını ve yaşam hakkını yok saymaktır.”
Yoksulluğa ve angaryaya karşı talepler net
“Yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkûm ediliyoruz” diyen Akcan, sağlık emekçilerinin taleplerini kamuoyuyla paylaştı. Talepler, hemşirelerin yalnızca maddi değil, insani koşullar açısından da uçurumun kenarına sürüklendiğini gözler önüne serdi:
-
Sağlık personeli açığı acilen giderilsin.
-
Ayda 5 geceyi aşan nöbetler yasaklansın.
-
Ek ödemeler doğrudan maaşlara ve emekliliğe yansıtılsın.
-
Gece mesaileri çift vardiya kabul edilip fazla mesai ücreti ödensin.
-
Gebeliğin tespit edildiği günden itibaren gece çalışması yasaklansın.
-
İcap nöbetlerinin ücreti yargıya bırakılmadan yasal düzenlemeyle çözülsün.
-
Aile Sağlığı Merkezleri’ndeki statü, ücret ve çalışma koşulları düzenlensin.
-
Sağlık emekçilerini mağdur eden 5510 sayılı yasa iptal edilsin.
-
5 yıla 1 yıl yıpranma payı uygulansın.
“Kutlama değil, mücadele günü”
12 Mayıs, sağlık sisteminin ve özellikle hemşireliğin içine sürüklendiği çöküşü gözler önüne seren bir “kutlama günü” olmaktan çok, bir mücadele gününe dönüştü. İzmir Sağlık Platformu’nun çağrısı, yalnızca taleplerin değil, bir sağlık sisteminin ayakta kalma mücadelesinin ilanıydı.
Bugün hemşirelik, yalnızca şefkatle değil, sabırla ve isyanla da yoğruluyor. Kimi zaman bir acil serviste, kimi zaman yoğun bakımda, kimi zaman ise hak arama mücadelesinde…