Cannes Film Festivali’nde De Niro’dan Sanat ve Demokrasi Vurgusu: “Sanat, Faşistlerin Tehdididir”

78.Cannes Film Festivali’nin açılış gecesinde Onursal Altın Palmiye Ödülü’ne layık görülen usta oyuncu Robert De Niro, ödülünü Leonardo DiCaprio’nun elinden aldıktan sonra yaptığı konuşmada, sanatın otokratlar ve faşistler için bir tehdit olduğunu vurguladı. De Niro, “Sanat gerçeğin peşindedir. Sanat çeşitliliği kucaklar. İşte bu yüzden sanat ve biz sanatçılar, dünyanın otokratları ve faşistleri için bir tehdittir,” dedi.

Konuşmasında, ABD Başkanı Donald Trump’ı da sert bir dille eleştiren De Niro, Trump’ın sanata, beşeri bilimlere ve eğitime ayrılan fonları kestiğini ve ABD dışında yapılan filmlere %100 gümrük vergisi getirme planını duyurduğunu belirtti. “Yaratıcılığa fiyat biçemezsiniz ama görünen o ki vergi koyabilirsiniz,” diyerek bu politikaların kabul edilemez olduğunu ifade etti. 

De Niro, Trump’ın Kennedy Center’ın başına kendisini atamasını da eleştirerek, “Amerika’nın cahil başkanı, ülkemizin önde gelen kültür kurumlarından birinin başına kendisini atadı,” dedi. Bu tür eylemlerin sadece Amerika’nın değil, küresel bir sorunun parçası olduğunu belirten De Niro, “Film gibi öylece oturup izleyemeyiz. Harekete geçmemiz lazım ve bunu hemen yapmamız lazım. Özgürlüğü önemseyen herkes için örgütlenme ve eylemlilik zamanı geldi,” diyerek tüm dünyayı demokrasi ve sanatı savunmaya çağırdı.

Festivalin açılış gecesi, De Niro’nun bu güçlü mesajlarıyla politik bir ton kazandı. Sanatın ve sanatçıların, otoriter rejimlere karşı duruşunun altını çizen De Niro, Cannes sahnesini sadece bir ödül töreni değil, aynı zamanda bir direniş platformu olarak kullandı.

Bu yılki Cannes Film Festivali, 24 Mayıs’a kadar devam edecek ve De Niro’nun konuşması, festivalin sadece sinema değil, aynı zamanda özgürlük ve demokrasi için de bir mücadele alanı olduğunu bir kez daha gösterdi.