Gidemezler: Geç Faşizmin Sosyolojisi ve Liderlerin Kalıcılığının Zorunluluğu

Bir siyaset sosyolojisi denemesi

Faşist liderlik genellikle tekil bir figür etrafında kişiselleştirilmiş bir iktidar olarak kavranır. Ancak tarihsel deneyimler ve kuramsal analizler, bu tür rejimlerin kalıcılığını belirleyen asıl unsurun liderlerin bireysel iradesinden çok, onları kuşatan çıkar grupları, bürokratik aygıtlar ve ideolojik yapılardan oluşan bir çevre olduğunu ortaya koyar. Geç faşizm örneklerinde görüldüğü üzere, iktidarda kalmak liderlerin tercihi olmaktan çıkar; rejimden çıkar sağlayan çevrelerin korkuları ve bağımlılıkları nedeniyle zorunlu hâle gelir.

Liderlik İradesi Değil, Sistemsel Zorunluluk

Klasik faşizm döneminde olduğu gibi bugün de lider figürleri sembolik bir rol oynar; ancak bu sembolizm artık sadece karizmatik otoriteye değil, devletin tüm katmanlarında yer alan çıkar ilişkilerinin sürdürülmesine dayanır. Enzo Traverso’nun kavramsallaştırdığı geç faşizm çerçevesi, günümüzde otoriter yönetimlerin seçilmiş olmalarına rağmen faşist eğilimler sergilediğini ve kitle desteği azaldıkça “anayasacılık” maskesiyle zoru ön plana çıkardıklarını belirtir.

Bu düzen içinde liderlerin gitmesi, sadece bir kişinin sahneden çekilmesi değil; medya, bürokrasi, sermaye çevreleri, güvenlik aygıtları ve ideolojik yapıların bütünleşik düzeninin çökmesi anlamına gelir. Bu nedenle faşist liderler sadece kalmak istemezler; çevreleri de onların gitmesini engellemek için her türlü aracı devreye sokar.

Geç Faşizmin Sınıfsal ve Kurumsal Mekanizmaları

Şebnem Oğuz’un çalışmaları, geç faşizmi neoliberal otoriterliğin dönüşmüş bir biçimi olarak kavramsallaştırır. Oğuz’a göre, günümüz faşist rejimleri yalnızca kaba kuvvetle değil; rıza üretimi, korku, cezasızlık ve toplumsal kutuplaşma gibi araçlarla varlığını sürdürür. Bu tür rejimlerde liderlerin etrafında şekillenen politik, ekonomik ve bürokratik elitler, rejimin devamını kendi varlık koşulları olarak görür.

Yargıdan mülki idareye, basından sermayeye kadar geniş bir ağ, faşist liderlik biçimlerinin devamında yalnızca ideolojik değil, hukuki ve ekonomik güvenlik de bulur. Bu çıkar grupları için liderlerin sahneden çekilmesi, dokunulmazlıkların sona ermesi, hesap verebilirlik taleplerinin gündeme gelmesi ve iktidar ilişkilerinin yeniden yapılandırılması demektir.

Rızadan Zora: Faşizmin Yıpranma Döngüsü

Wilhelm Reich’ın Faşizmin Kitle Psikolojisi eserinde belirttiği gibi, faşist düzen yalnızca yönetici sınıflar tarafından değil, yönetilenler tarafından da içselleştirilir. Otoriteye duyulan arzu, korku ve alışkanlık, lider figürlerini psikolojik olarak da vazgeçilmez kılar. Bu psikolojik bağlılık, liderliğin çevresindeki yapıları daha da dirençli hâle getirir.

Ancak rıza üretiminin zayıfladığı koşullarda rejim, giderek artan bir şekilde zor aygıtlarına dayanır. Şebnem Oğuz’un “zorun rızayla iç içe geçtiği” analizine uygun biçimde, geç faşist rejimler seçmen desteğini kaybettikçe daha fazla baskı, daha fazla kriminalleştirme ve daha fazla yargı mühendisliği ile ayakta kalır.

Liderliği Rehin Alan Rejimler

Bu noktada liderlik kişisel bir pozisyon olmaktan çıkar; bir tür sistemsel rehine hâline gelir. Liderler gitmek isteseler dahi, onları çevreleyen çıkar grupları buna izin vermez. Çünkü bu çevreler için iktidarın sonu yalnızca siyasal iktidar kaybı değil, cezai sorumluluk, toplumsal dışlanma ve ekonomik çöküştür. Faşist liderlik biçimleri, çevresindeki sınıf fraksiyonları ve bürokratik yapıların mutlak bağlılığıyla rejimin kendisine dönüşür.

Geç faşist rejimlerde liderlerin kalıcılığı artık kişisel iradeye değil, yapısal zorunluluğa dayanır. Liderler yalnızca sembol değil; çevrelerinin bekasını sağlayan anahtar figürlerdir. Onların gidişi, sadece siyasal bir dönüşüm değil, hukuki, toplumsal ve psikolojik bir çözülme anlamına gelir. Bu nedenle faşist liderler gitmezler. Gitmek isteseler dahi, gidemezler. Çünkü rejim, onları rehin almıştır.


Kaynakça

  • Arendt, Hannah (1951). The Origins of Totalitarianism.
  • Fraenkel, Ernst (1941). The Dual State: A Contribution to the Theory of Dictatorship.
  • Oğuz, Şebnem (2023). “Late Fascism and Authoritarian Neoliberalism in Turkey”, South Atlantic Quarterly.
  • Reich, Wilhelm (1933). The Mass Psychology of Fascism.
  • Traverso, Enzo (2019). The New Faces of Fascism: Populism and the Far Right.