Çocuk İşçiliği Alarm Veriyor: Türkiye’de 4 Milyona Yakın Çocuk İşçi Var

12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü kapsamında Diyarbakır Barosu’nda düzenlenen basın açıklamasında, çocuk emeğinin geldiği vahim tablo bir kez daha gözler önüne serildi. Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi Yürütme Kurulu Üyesi Av. Berivan Zerin, Türkiye’de kayıtlı çocuk işçi sayısının 1 milyon 372 bine ulaştığını belirterek, kayıt dışı ve MESEM kapsamında çalışanlarla birlikte bu sayının 3 ila 4 milyon arasında olduğunun tahmin edildiğini açıkladı.

Baro Başkanı Abdulkadir Güleç’in de katılım gösterdiği açıklamada, çocuk işçiliğiyle mücadelede sosyal politika eksikliklerine, eğitime erişimdeki adaletsizliklere ve devletin sorumluluğuna dikkat çekildi. Av. Zerin, çocukların korunmasının yalnızca hukuki değil, aynı zamanda etik ve sosyal bir yükümlülük olduğunu vurguladı.

Çocuk İşçiliği Türkiye’nin Kanayan Yarası

Av. Zerin açıklamasında, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere rağmen çocuk işçiliğinde ciddi bir artış yaşandığını dile getirdi. Türkiye, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ve Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 138 ve 182 sayılı sözleşmeleri kapsamında, çocuk işçiliğini ortadan kaldırma yükümlülüğü altında bulunuyor. Ancak güncel veriler, yükümlülüklerin yerine getirilmediğini ortaya koyuyor.

TÜİK verilerine göre, 15-17 yaş grubundaki çocukların iş gücüne katılım oranı 2022’de yüzde 18,7 iken, bu oran 2023’te yüzde 22,1’e ve 2024’te yüzde 24,9’a yükseldi. Ancak bu resmi rakamlara, MESEM (Mesleki Eğitim Merkezleri) kapsamında çalışan yaklaşık 500 bin çocuk ile kayıt dışı çalışan on binlerce çocuk dahil değil. Zerin, bu çocuklarla birlikte Türkiye’deki fiili çocuk işçi sayısının 4 milyona yaklaştığını ifade etti.

MESEM Uygulaması Çocuk İşçiliğini Meşrulaştırıyor

Zerin’in açıklamasında en çok dikkat çeken başlıklardan biri de MESEM sistemi oldu. Milli Eğitim Bakanlığı’nın hayata geçirdiği bu uygulama, çocukların haftanın dört günü iş yerlerinde “eğitim” adı altında çalıştırılmasına dayanıyor. Zerin, bu sistemin çocuk işçiliğini meşrulaştırdığını ve yaygınlaştırdığını belirterek, “Ucuz iş gücü mantığıyla yürütülen bu uygulama, çocukların canına mal oluyor” dedi.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) verilerine göre, 2023-2024 eğitim-öğretim döneminde MESEM kapsamında çalışan en az 9 öğrenci hayatını kaybetti. Resmi açıklamalarda ise yalnızca 5 erkek öğrencinin ölümüne yer veriliyor. 2025 yılının ilk 106 gününde ise toplamda 19 çocuk, çalıştıkları işlerde yaşanan kazalarda yaşamını yitirdi. Bu veriler, çocuk işçiliğinin yalnızca yoksulluk değil, aynı zamanda can güvenliği sorunu haline geldiğini ortaya koyuyor.

Yoksulluk ve Eğitime Erişimsizlik Çocukları Çalışmaya Zorluyor

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’ne (OECD) göre, Türkiye’de şiddetli yoksulluk içinde yaşayan çocuk sayısı 6,5 milyonu aşmış durumda. Av. Zerin, her beş çocuktan birinin yeterli beslenemediğini, her dört çocuktan birinin okula aç gittiğini vurguladı. Bu koşullar altında çocuklar çalışmaya zorlanırken, devletin uygulamaları çocuk emeğini durdurmak yerine yapısallaştırıyor.

Av. Zerin, çıraklık yaşının yasal olarak 11-12’ye çekilmesini, çocuk çalıştıran iş yerlerine verilen teşvikleri ve yetersiz denetimi çocuk işçiliğini teşvik eden uygulamalar olarak değerlendirdi. “Usta-çırak ilişkisi kisvesi altında, çocuklar güvencesiz ve güvensiz işlerde istihdam ediliyor” diyerek sistemin normalleştirilmiş sömürüye dönüştüğünü söyledi.

“Çocuk İşçiliği Toplumsal Temel Bir Sorundur”

Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi, çocuk işçiliğinin yalnızca bireysel değil, yapısal ve toplumsal bir sorun olduğunu vurguladı. Yetkililere çağrıda bulunan Zerin, çocuk işçiliğini önlemeye yönelik entegre sosyal koruma politikalarının hayata geçirilmesini, sosyal hizmetlere erişimin artırılmasını ve nitelikli, kapsayıcı eğitime ulaşımın kolaylaştırılmasını talep etti.

“Çocukların çalışmadığı, ölmediği, okula tok gittiği, oyun oynayabildiği bir Türkiye mümkündür” diyen Zerin, hem merkezi idareyi hem de yerel yönetimleri bu sorumluluğu üstlenmeye çağırdı.