Sevda Karaca: “Bu Mücadele Bir Kanun Maddesi İçin Değil, Onurlu Bir Gelecek İçin”

Emek Partisi (EMEP) Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, uzun süredir sahada yürütülen emek mücadelesinin ürünü olan kapsamlı bir yasa teklifini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunduklarını duyurdu. Karaca, 15-16 Haziran 1970 işçi direnişinin yıl dönümünde yaptığı açıklamada, teklifin masa başında hazırlanmadığını, doğrudan işçilerle birlikte, direniş alanlarında ve grev çadırlarında şekillendiğini vurguladı.

Karaca’nın sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda, yasa teklifinin yalnızca talepleri değil, birikimi, mücadeleyi ve umudu da yansıttığına dikkat çekildi. Karaca, “Bu teklif, işçilerin yasasıdır” diyerek, tasarının yalnızca yasal bir metin değil, aynı zamanda örgütlü emek mücadelesinin bir ürünü olduğunu ifade etti.

“Barajsız Sendika, Yasaksız Grev, Güvenceli İş” Talebi Yasaya Dönüştü

Ocak ayında başlatılan kampanyanın temel sloganı olan “Barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş” taleplerinin, aylar süren saha çalışmaları ve istişarelerin ardından yasa teklifine dönüştüğünü belirten Karaca, bu sürecin yalnızca siyasi değil, aynı zamanda toplumsal bir mobilizasyon olduğunu ifade etti. Karaca, “Direniş alanlarında, grev çadırlarında, sokak sokak, fabrika fabrika dolaştık. Sendikacılarla, akademisyenlerle, hukukçularla tartıştık. İşçilerle birlikte yazdık bu teklifi,” sözleriyle yürütülen sürecin kolektif niteliğine vurgu yaptı.

Binlerce İmza, Geniş Katılım

Hazırlanan yasa teklifi, sadece bir milletvekilinin girişimi değil; binlerce işçinin, sendika temsilcisinin ve akademisyenin katkısıyla şekillendirildi. Süreç boyunca yürütülen imza kampanyası ve bölgesel forumlarla, teklifin toplumsal tabanı da genişletildi. Karaca, “Bu teklif bir masa başı kurgusu değil. Bu teklif, işçilerin yasasıdır,” diyerek teklifin temsil ettiği sınıfsal temele işaret etti.

15-16 Haziran Direnişi’ne Sembolîk Gönderme

Yasa teklifinin Meclis’e sunuluş tarihi, Türkiye işçi hareketi açısından tarihsel bir önem taşıyan 15-16 Haziran direnişinin yıl dönümüne denk getirildi. 1970 yılında sendikal hakların kısıtlanmasına karşı on binlerce işçinin İstanbul ve Kocaeli’de sokağa döküldüğü büyük direnişe atıf yapan Karaca, bu tarihsel sürekliliğe dikkat çekti. “Bu mücadele bir kanun maddesi için değil; insanca bir yaşam, onurlu bir emek, örgütlü bir gelecek içindir,” diyen Karaca, yasanın meclisle sınırlı kalmayacağının da altını çizdi.

“Yasayı Meclis’e Değil, Meydanlara da Taşıyacağız”

Karaca’nın açıklamasında öne çıkan bir diğer vurgu, mücadelenin sadece yasal alanda yürütülmeyeceği oldu. Meclis sürecinin yanı sıra sokakta, fabrikada, meydanda da bu taleplerin dillendirilmeye devam edileceğini belirten Karaca, “Yasayı yalnızca Meclis’e değil, meydanlara, sokaklara da taşıyacağız” ifadeleriyle yasal mücadelenin sosyal mücadeleyle iç içe ilerleyeceğini bildirdi.

Hangi Düzenlemeler Öngörülüyor?

Henüz tam metni kamuoyuyla paylaşılmayan teklifin içeriğinde, işçilerin sendikalaşmasının önündeki yüzde 1’lik barajın kaldırılması, grev yasaklarının kaldırılması ve toplu sözleşme hakkının genişletilmesi gibi temel düzenlemelerin yer aldığı öğrenildi. Ayrıca taşeron çalışmanın yasaklanması, iş güvencesinin yeniden tanımlanması ve Kod-29 gibi uygulamalara son verilmesi gibi taleplerin de teklifin maddeleri arasında yer aldığı ifade ediliyor.

“Bu Düzeni Biz Kurmadık, Ama Değiştirecek Olan Biziz”

Karaca, açıklamasını emek hareketinin tarihsel sorumluluğuna dikkat çekerek bitirdi: “Bu düzeni biz kurmadık. Ama değiştirecek olan biziz.” Söz konusu yasa teklifinin, sadece bugünkü işçilere değil, gelecek kuşaklara da adil ve güvenli bir çalışma yaşamı bırakmayı hedeflediğini ifade eden Karaca’nın bu çıkışı, sendikalar ve emek örgütleri tarafından da dikkatle takip ediliyor.