Küresel ısınma artık yalnızca geleceğe dair bir uyarı değil, istatistiklerle günbegün daha somut hale gelen, hesaplanan ve öngörülebilen bir gerçeklik. Bugün yayımlanan kapsamlı iklim raporuna göre, dünya 2028’in başlarında sanayi öncesi döneme kıyasla 1,5 santigrat derecelik küresel sıcaklık artışı sınırını kalıcı olarak aşmaya hazırlanıyor. Bu eşik, 2015 Paris İklim Anlaşması’nın merkezine yerleştirilen kritik bir hedef ve artık o noktaya ulaşmak an meselesi.
Raporun en dikkat çeken bulgusu ise, bu ısınmayı tetikleyecek karbon bütçesinin hızla tükeniyor olması. Bilim insanları, dünyamızın yalnızca 143 milyar ton daha karbondioksit salabilecek bir eşiği kaldığını belirtiyor. Şu anda yılda ortalama 46 milyar ton sera gazı salındığı düşünüldüğünde, bu bütçenin Şubat 2028 itibarıyla tamamen tükenmiş olacağı öngörülüyor.
“Durum Kötüleşmekle Kalmıyor, Daha Da Hızlanıyor”
Berkeley Earth ve Stripe bünyesinden iklim araştırmacısı Zeke Hausfather, durumu açıkça özetliyor: “İklim krizi sadece derinleşmekle kalmıyor, aynı zamanda hız kazanıyor.” Raporda yer alan verilere göre, insan kaynaklı ısınma yalnızca son 10 yılda yaklaşık 0,27 derece arttı. Bu, sanayi devrimi sonrası gözlemlenen en hızlı artış dönemlerinden biri.
Leeds Üniversitesi İklim Gelecekleri Merkezi Direktörü Piers Forster da tabloyu “moralsizleştirici” olarak niteliyor: “İklim göstergelerinde rekorlar kırılıyor. Enerji dengesizliği artıyor. Dünya, emdiğinden çok daha az ısı yayabiliyor. Bu, iklim sisteminin gittikçe daha fazla ısındığının doğrudan bir göstergesi.”
1,5 Derece Neyi Değiştirir?
1,5 derece sınırı, iklim değişikliğinin geri dönülmez etkiler yaratmaması adına belirlenmiş bir eşikti. Bu sınırın kalıcı olarak aşılması, daha yoğun sıcak hava dalgalarını, daha uzun süren kuraklıkları, deniz seviyelerinde tehlikeli yükselmeleri ve özellikle küçük ada ülkeleri için varoluşsal tehditleri beraberinde getirecek.
Bilimsel veriler, bu sınırın aşılması durumunda iklim olaylarının yalnızca daha sık değil, aynı zamanda daha yıkıcı olacağını gösteriyor. Özellikle yoksul ve kırılgan topluluklar için bu etkiler, ekonomik, sağlık ve göç krizlerine neden olabilir.
“Tek Yıl Değil, 20 Yıllık Ortalama Önemli”
Her ne kadar 2024 yılında dünya, tek bir yıl boyunca 1,52 derecelik bir ısınma yaşamış olsa da, Paris Anlaşması’ndaki hedef 20 yıllık ortalamaya göre değerlendiriliyor. Yani birkaç yıl daha bu sınırın altında kalınsa bile, eşiğin uzun vadeli olarak geçilmesi artık oldukça olası.
Imperial College London’dan iklim bilimci Joeri Rogelj, bu eşiğin “iklim değişikliğinin toplumsal olarak kabul edilemez hale geleceği” siyasi ve bilimsel bir sınır olduğunu belirtiyor.
İronik bir şekilde, hava kirliliğinde yaşanan azalma da küresel ısınmayı tetikliyor. Is ve sülfat gibi parçacıkların azalması, atmosferdeki yansıtıcı etkiyi zayıflatıyor ve Güneş ışınlarının daha fazla emilmesine neden oluyor. Bu da kısa vadede daha fazla ısı birikimi anlamına geliyor. Ayrıca bulut yapısındaki değişiklikler de bu süreci hızlandıran faktörler arasında.
Kıyamet Değil, Ama Uyarı Büyük
Texas A&M Üniversitesi’nden iklim bilimci Andrew Dessler, 1,5 derece hedefinin idealist bir sınır olduğunu, ama bu eşik geçilse bile umutların yitirilmemesi gerektiğini vurguluyor: “Bu eşiği aşmak dünyanın sonu değil, fakat her ondalık derece, daha fazla risk ve yıkım demek. Her azaltım önemlidir.”
Bilim insanları, her ne kadar 1,5 derece eşiği teknik olarak aşılsa da, emisyonları azaltma çabalarının asla durmaması gerektiğini ifade ediyor. Çünkü bu mücadele, yalnızca birkaç derece sıcaklık değil; insanların sağlığı, güvenliği ve gezegenin yaşanabilirliğiyle ilgili.
Raporda, acil olarak yenilenebilir enerjiye geçiş, ormansızlaşmanın durdurulması, karbon yakalama teknolojilerinin geliştirilmesi ve uluslararası işbirliğinin güçlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor.
Gezegenin geleceği kırılgan bir denge üzerinde duruyor. 1,5 derece, yalnızca teknik bir eşik değil; uygarlığın, doğanın ve insan onurunun sürdürülebilirliği açısından da tarihi bir sınav. Bu eşiği aşmak, geri dönülemez felaketler anlamına gelmeyebilir — ama bize kalan zaman penceresinin daraldığı kesin.