Avrupa Birliği’nin İsrail ile Ortaklık Anlaşması: İnsan Hakları İhlalleri Üzerine Değerlendirme

Avrupa Birliği (AB), İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki askeri operasyonları ve insani yardıma yönelik kısıtlamalarının, İsrail ile AB arasında yürürlükte olan Ortaklık Anlaşması’nın temel unsurlarından biri olan insan haklarına saygı ilkesini ihlal ettiğine dair ciddi bulgulara ulaştı. Avrupa Dış Eylem Servisi (EEAS) tarafından hazırlanan ve geçtiğimiz Cuma günü üye ülkelere gizli formatta iletilen inceleme, Gazze’deki ağır insani tabloyu ve Batı Şeria’daki yerleşimci şiddetini değerlendiren bağımsız kuruluş raporlarına dayanıyor.

AB Ortaklık Anlaşması Sorgulanıyor

İsrail ile AB arasında 2000 yılında yürürlüğe giren Ortaklık Anlaşması’nın 2. maddesi, ikili ilişkilerin “insan haklarına ve demokratik ilkelere saygı” temelinde sürdürüleceğini hükme bağlıyor. Ancak Gazze’deki abluka, yardım konvoylarına getirilen kısıtlamalar, ve yoğun bombardıman altında sivil ölümler, bu maddenin artık karşılanmadığı yönünde güçlü şüpheler doğurmuş durumda.

Hollanda’nın öncülüğünde Belçika, Fransa, İspanya, İrlanda, Portekiz, İsveç gibi 17 AB üyesi ülkenin çağrısıyla başlatılan inceleme, özellikle 2023 Ekim ayından bu yana Gazze’de yaşanan sivil can kayıpları, kıtlık ve insani yardım krizini mercek altına aldı. Sonuçlar, AB içinde İsrail ile ilişkilerin hukuki zeminini tartışmaya açtı.

İsrail’den Sert Tepki: “Yanıltıcı ve Tek Taraflı”

İsrail Dışişleri Bakanlığı ise AB’nin bu yöndeki adımlarına sert tepki gösterdi. Bakanlık Sözcüsü, Mayıs ayında yaptığı açıklamada, “Bu savaş İsrail’e Hamas tarafından dayatıldı. Gazze’deki gerçekliği anlamayan yorumları reddediyoruz” dedi. İsrail hükümeti, Gazze’deki durumun ve alınan askeri önlemlerin meşru müdafaa kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor.

Kallas’tan Net Mesaj: “Yeterince Yapmadık”

AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ise Gazze’deki insani felakete karşı daha sert bir tutum benimsiyor. Brüksel’de yapılacak liderler zirvesi öncesinde konuşan Kallas, “50 kişinin un kuyruğunda öldürüldüğünü duyduğumda, daha fazlasını yapmamız gerektiğini düşündüm. Yardımın bir silah gibi kullanılması kabul edilemez” dedi.

Kallas’ın öncelikleri arasında üç talep öne çıkıyor:

  1. Gazze’ye uygulanan insani ablukanın derhal sona erdirilmesi,
  2. Rehinelerin serbest bırakılmasına yönelik anlamlı bir ateşkes süreci,
  3. İki devletli çözüm ihtimalini zora sokacak yeni adımlardan kaçınılması.

Olası Senaryolar: Anlaşma Askıya Alınabilir mi?

İncelemenin ardından AB’nin İsrail’e yönelik hangi yaptırım ya da diplomatik önlem alacağı net değil. Gündemdeki seçenekler arasında Ortaklık Anlaşması’nın tamamının askıya alınması düşük ihtimal olarak görülse de; özellikle serbest ticaret, bilimsel işbirliği ve siyasi diyalog gibi alanlarda kısmî askıya alma seçenekleri masada.

Ancak bu adımlar, karar türüne göre değişen oylama mekanizmalarına tabi. Örneğin anlaşmanın siyasi hükümlerinin askıya alınması için nitelikli çoğunluk yeterli olurken, ticari yönlerin dondurulması için Avrupa Komisyonu’nun devreye girmesi gerekiyor. Birçok diplomat, 27 üye ülke arasında bu düzeyde bir mutabakat sağlamanın “son derece zor” olduğunu belirtiyor.

Temmuz’a Kadar Somut Adım Beklenmiyor

AB dışişleri bakanlarının Pazartesi günü yapacağı toplantıda inceleme ele alınacak olsa da, karar süreçleri açısından Temmuz ayındaki zirveye kadar somut bir adım atılması beklenmiyor. Bazı üyeler Tel Aviv ile diyalog kapılarının tamamen kapatılmaması gerektiğini savunuyor. “İsrail ile ticaret bizim için önemli” diyen bazı ülkeler, anlaşmanın korunmasını ve sürecin diplomatik yollarla yürütülmesini istiyor.

Ancak artan sivil ölümler ve yardım kısıtlamaları karşısında sessiz kalmanın zorlaştığı da görülüyor. Bir AB diplomatı, “Bu rapor, artık hiçbir şey yapmamanın gerekçelendirilmesini zorlaştıracak. Üye ülkeler eylemsizliklerini izah etmek zorunda kalacak” dedi.

İsrail-İran Gerilimi ve Gündem Sapması Riski

Rapora dair değerlendirmeler, tam da İsrail ile İran arasında artan askeri tansiyonun gölgesinde yapılacak. Bazı diplomatlar, İran’la ilgili gelişmelerin Gazze’deki insani krizi gündemin alt sıralarına itmemesi gerektiğini vurgularken, diğerleri önceliğin “İsrail’le diyaloğun açık kalmasına” verilmesini savunuyor.

Yeni Bir Adım: İşgal Altındaki Topraklarda Ticaret Düzenlemesi

İncelemenin hemen ardından Belçika ve sekiz AB ülkesi, Avrupa Komisyonu’ndan işgal altındaki Filistin topraklarından gelen ürünlerin ticaretinin uluslararası hukukla nasıl uyumlu hale getirileceği konusunda rapor hazırlamasını talep etti. Bu girişim, AB içinde işgal politikalarına yönelik daha sistematik bir yaptırım çağrısının işareti olarak görülüyor.

AB Dönüm Noktasında

Gazze’de derinleşen insani kriz karşısında AB’nin alacağı tutum, sadece İsrail-AB ilişkileri açısından değil, Avrupa’nın insan haklarına dayalı dış politika iddiası açısından da bir sınav niteliğinde. Savaşın yol açtığı yıkım karşısında diplomatik dil mi, yoksa somut yaptırımlar mı öncelik kazanacak, önümüzdeki haftalarda netleşecek.