İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınıp tutuklanmasının üzerinden 100 gün geçerken, onunla birlikte aynı soruşturma kapsamında tutuklanan çok sayıda ilçe belediye başkanı, bürokrat ve çalışma arkadaşları cezaevlerinde ciddi hak ihlalleriyle karşı karşıya kaldıklarını dile getirdi.
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Silivri, Eskişehir ve Buca cezaevlerinde tutulan tutukluları ziyaret etti. Görüşmelerin ardından yaptığı açıklamada, tutukluların “hukuksuz bir şekilde, siyasi saiklerle içeride tutulduğunu” belirterek tutuksuz yargılama çağrısında bulundu. Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Kongresi de Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün’ü cezaevinde ziyaret ederek “Seçilmiş yerel yöneticiler tutuklanmamalı, yargılanacaklarsa da tutuksuz yargılanmalıdır” açıklamasında bulundu.
“Aile Fotoğrafımı Bile Vermiyorlar”
İstanbul Kalkınma Ajansı Başkanı ve İBB eski Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökçe, 28 Mayıs’ta cezaevinde evlendi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in de katıldığı nikah töreninin üzerinden bir ay geçmesine rağmen nikah fotoğrafı kendisine teslim edilmedi. Gökçe bu duruma şu sözlerle tepki gösterdi:
“Zaten suçsuz yere 100 gündür bu zindandayız. Üzerine her gün yeni bir hak ihlali yaşıyoruz. Kanunen hakkımız olan sohbet hakkı kullandırılmıyor. İnsan yüzü görmüyoruz. ‘İki gün içinde veririz’ dedikleri aile fotoğrafım bir aydır bana ulaşmadı. Bu işkence değil de nedir? Eşimle nikah fotoğrafımıza bile sahip olamayacaksak nerede adalet?”
“13 Yaşındaki Oğlundan Koparıldı”
İBB Başkanı İmamoğlu’nun Özel Kalem Müdürü Kadriye Kasapoğlu, bir aydır Silivri Cezaevi’nde. 13 yaşındaki oğlunu yakınlarına emanet ederek teslim olan Kasapoğlu hakkında konuşan Çakırözer:
“Kasapoğlu, İmamoğlu’nun kullanmadığı bir eski telefon nedeniyle absürt suçlamalarla tutuklandı. Herkes onun suçsuz olduğunu biliyor. 13 yaşındaki evladından koparılarak cezaevinde tutulması kabul edilemez.”
“50 Yıllık Hizmete Rağmen Cezalandırılıyorum”
Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, Avrupa’nın en uzun süre görev yapan yerel yöneticilerinden biri. 50 yıllık kamu hizmeti geçmişine dikkat çeken Akgün, tutukluluğunu şöyle yorumladı:
“Hayatım belediyecilikle geçti. 7 dönemdir seçiliyorum. Bu bana yapılmak istenen şeyin siyasi olduğunun kanıtı. Ekrem Başkan’ı en çok destekleyenlerden biriyim. Bizi bu şekilde cezalandırarak onu yıpratmak istiyorlar. Bu bir yargısız infazdır.”
Akgün’ü cezaevinde ziyaret eden Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Kongresi Başkanı Marc Cools, Türkiye’de seçilmiş belediye başkanlarının suçları sabit olmadan hapsedilmesini “demokrasi ve hukuk açısından kabul edilemez” buldu.
“İrtikap Suçlamasını Hukuka Aykırı Yaptılar”
Avcılar Belediye Başkanı Utku Caner Çaykara, hakkında ortaya atılan “irtikap” suçlamasına tepki gösterdi:
“Daha 14 aylık başkanım. Hakkımdaki iddialar, başkan seçilmeden önceki döneme ait. Üstelik irtikap için kamu görevlisi olmak gerekir. Bu kadar basit bir hukuk kuralını bile göz ardı ediyorlar.”
400 km Uzakta: “Ailem İçin Büyük Çile”
İBB iştiraki Medya A.Ş. yöneticisi Barış Kılıç, İstanbul’daki evinden 400 km uzaklıktaki Eskişehir L Tipi Cezaevi’ne sevk edildi. Küçük yaşta iki çocuğu olan Kılıç, bu durumu şöyle anlattı:
“Silivri ya da Eskişehir fark etmez, alnımız ak. Ancak ailem için büyük eziyet. Eşim iki çocuğumuzu bırakıp her hafta sabahın köründe yollara düşüyor. Avukatım için de aynı şey geçerli.”
600 km Uzakta ve Sağlığı Kötüleşiyor
Bayramda Buca Cezaevi’ne sevk edilen Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’ın sağlık durumu bozuldu. Ziyaret sonrası açıklama yapan Çakırözer:
“Var olan rahatsızlıklarına ek olarak ailesinden 600 km uzağa gönderilmesi de sağlığını etkiledi. İstanbul’dan İzmir’e her hafta bin 200 km yol yapan ailesi için bu ciddi bir sorun. Bu uygulama vicdansızlık.”
Çakırözer: “Bu Tutuklamalar Siyasi”
Çakırözer tüm gözlemleri ve görüşmeleri sonucunda şu değerlendirmeyi yaptı:
“Tutuklamaların tamamı siyasi amaçlı. Yargılama başladığında herkes görecek. Üstelik yargı sistemimizde esas olan tutuksuz yargılamadır. Alternatif yollar mevcut: adli kontrol, ev hapsi, imza yükümlülüğü. Hasta tutukluların, çocuklu annelerin serbest bırakılarak tedavilerine ve ailelerine kavuşmaları sağlanmalı.”
Yargının Siyasallaşması ve Toplumsal Bedeli
Ekrem İmamoğlu ve ekibine yönelik gözaltı ve tutuklama furyasının sadece bireysel değil, doğrudan doğruya toplumsal bir demokrasi krizine işaret ettiğine dikkat çekiliyor. Ulusal ve uluslararası platformlarda dile getirilen bu mağduriyetler, Türkiye’de hukukun üstünlüğü ilkesinin yeniden sorgulanmasına neden oluyor.