KESK’ten TİS Tepkisi: “Toplu Sözleşme Adı Altında 14 Yıldır Kaybeden Biz Olduk”

Toplu Sözleşme Takvimi Keyfi Değiştirildi, KESK Bakanlık Önünde Tepkisini Gösterdi

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinin yasal takvime aykırı şekilde 1 Ağustos yerine 28 Temmuz’da başlatılmasına tepki göstererek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) önünde basın açıklaması yaptı. KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak tarafından okunan açıklamada, “Toplu sözleşme” adı altında bugüne dek 7 dönem boyunca gerçek bir kazanım elde edilmediği, emekçilerin her defasında kaybeden taraf olduğu vurgulandı.

Koçak, “Yasa açık: Görüşmeler 1 Ağustos’ta başlar. Ancak iktidar, ‘Bakan yurt dışında’ bahanesiyle bunu 4 gün öne çekti. Bu keyfi ve hukuk tanımaz uygulamayı kabul etmiyoruz. Kendi yaptıkları yasaya bile uymuyorlar,” diyerek sürecin antidemokratik yönetimine dikkat çekti.

“Toplu Sözleşme” Değil, Bir Dayatma Masası

KESK, 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklinin kaderini etkileyen TİS sürecinin, gerçek bir müzakere olmaktan uzak olduğuna dikkat çekti. Açıklamada, “Her seferinde aynı tiyatro sahneleniyor. Hangi konular konuşulacak, ne zaman başlayacak, nasıl bitecek… Hepsine iktidar karar veriyor. Sonuç yine Hakem Kurulu’nun önceden yazılmış senaryosu oluyor,” denildi.

Sürecin mevcut haliyle “emekçilerin haklarının gasp edildiği bir dayatma mekanizması”na dönüştüğü belirtilirken, KESK temsilcileri tüm kamu emekçilerini bu düzene karşı birleşmeye ve gerçek bir toplu sözleşme mücadelesi vermeye çağırdı.

KESK’in Talepleri: %94 ve %98 Zam, Kreş ve Kira Desteği, Gerçek Refah Payı

KESK, açıklamasında kamu emekçileri adına somut taleplerini de sıraladı. Haziran 2025 itibariyle 43 bin 690 TL olan en düşük kamu emekçisi maaşının, yoksulluk sınırı olan 85 bin TL’nin üzerine çıkarılmasını ve Temmuz 2025 itibariyle maaşlara %94 oranında zam yapılmasını talep etti. Ocak 2026 içinse maaşların en az %98 oranında artırılması istendi.

Bununla birlikte:

  • Seyyanen verilen 18 bin 682 TL’nin taban maaşa dahil edilmesi ve emeklilere yansıtılması,

  • Eş yardımının 4.000 TL, çocuk yardımının ise 5.000 TL’ye çıkarılması,

  • Büyükşehirlerde 13.500 TL, diğer illerde 11.000 TL kira desteği verilmesi,

  • Üçer aylık dönemlerde refah payı ve yoksulluk sınırı artışı oranında maaş güncellemesi yapılması,

  • Gelir vergisinde adalet sağlanması ve yoksulluk sınırına kadar sabit vergi oranı uygulanması,

  • Yılda iki maaş tutarında ikramiye verilmesi,

  • Kreş desteği, yakacak yardımı, yemek ve ulaşım desteği sağlanması talepleri dile getirildi.

Güvencesizliğe ve Ayrımcılığa Karşı Net Tutum: “Gerçek Bir TİS İçin Grev Hakkı Şart”

Açıklamada, grev hakkı olmadan gerçek bir toplu sözleşme düzeninin kurulamayacağı vurgulandı. KESK, ayrıca kadın kamu emekçilerine yönelik ayrımcılığın ve mobbingin son bulması, doğum izinlerinin artırılması ve İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe girmesi gibi taleplerini de öne çıkardı.

Güvencesiz istihdama karşı “herkese kadrolu istihdam” çağrısı yapan konfederasyon, OHAL KHK’ları ile ihraç edilen emekçilerin görevlerine iade edilmesini, mülakatların kaldırılmasını, sendikal ayrımcılığın son bulmasını da talep etti.

“Bermuda Şeytan Üçgeni: İktidar–Yandaş Sendika–Hakem Kurulu”

KESK, mevcut toplu sözleşme sistemini “İktidar–Hakem–Yandaş” üçgeniyle tanımlayarak, bu yapının kamu emekçilerini etkisiz bir biçimde müzakere sürecine mahkum ettiğini belirtti. Tüm kamu emekçilerine seslenen KESK, yıllardır hak kaybına uğrayanların birleşerek mücadele etmesi gerektiğinin altını çizdi.

Açıklamanın sonunda Koçak şu mesajı verdi:

“Yıllardır süren bu oyuna artık son verilmelidir. Grevli, gerçek bir toplu iş sözleşmesi, güvenceli istihdam, insanca yaşanacak ücret, demokratik ve adil bir çalışma yaşamı için birleşerek mücadele etmeliyiz.”