Çalışma hayatı ve sendikal mücadele üzerine yaptığı kapsamlı analizlerle tanınan akademisyen Prof. Dr. Aziz Çelik, sosyal medya platformu X (eski adıyla Twitter) üzerinden yaptığı paylaşımda, kamu işçilerini ilgilendiren toplu iş sözleşmeleri sürecini sert ifadelerle eleştirdi. Çelik, özellikle hükümetin müzakere sürecinde izlediği “oyalama taktiklerine” ve Türk-İş ile Hak-İş konfederasyonlarının bu sürece karşı yeterince direnç göstermediğine dikkat çekti.
Prof. Dr. Çelik’in açıklamasında, sözleşme sürecinin ciddi biçimde geciktirildiği, sendikaların yıpratıldığı ve nihai olarak tekliflerin geri çekilerek işçilerin taleplerinin büyük oranda törpülendiği vurgulandı. Çelik, “Laf salatasına gerek yok! Bir toplu iş sözleşmesinin başarısının en önemli ölçütü ne istediğiniz ve ne aldığınızdır,” diyerek, sözleşme sonucunun işçilerin taleplerinin ancak üçte birine karşılık geldiğini belirtti.
“Grevsiz Toplu Sözleşme, Toplu Sözleşme Değildir” Eleştirisi
Açıklamasında “100 isteyip 30’a imza attılar” sözleriyle sürecin işçiler açısından başarısız olduğunu kaydeden Aziz Çelik, yıllık net ücret artış oranının yaklaşık yüzde 33 civarında kaldığını ifade etti. Oysa işçilerin talebinin bunun çok üzerinde olduğu biliniyor. Çelik’in bu tespiti, kamuoyunda uzun süredir tartışma konusu olan “grevsiz toplu sözleşme” gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Hükümetin grev yasaklarını masada bir koz gibi kullandığı süreçte, Türk-İş ve Hak-İş’in temsilcilerinin bu baskıya karşı yeterince kararlı durmadığı da eleştirilerin merkezinde yer aldı. Çelik’e göre, sendika yöneticileri, kamuoyuna bir başarı gibi sunulmaya çalışılan bu sonucu kabul ederken, işçilerin gerçek taleplerini geri plana itti.
Kamu Emekçileri Açısından Sürecin Anlamı
Toplu iş sözleşmelerine dair bu değerlendirme, yalnızca rakamlarla sınırlı bir tartışmayı değil, aynı zamanda Türkiye’de emeğin örgütlenme gücünü, sendikal hareketin siyasal iktidar karşısındaki pozisyonunu ve grev hakkının fiilen ortadan kalkmış olmasını da gündeme getiriyor. Prof. Dr. Aziz Çelik’in açıklamaları, kamu işçileri için yedi ay süren bir bekleyişin ardından gelen hayal kırıklığını özetlerken, sendikal mücadelede reform ihtiyacını da zımnen gündeme getiriyor.
Kamuoyunda yankı uyandıran bu açıklama, önümüzdeki dönemde hem sendikal yapılarda hem de emek politikalarında daha güçlü ve tabana dayalı bir mücadele zemininin kurulup kurulamayacağına ilişkin tartışmaları da beraberinde getirecek gibi görünüyor.
Laf salatasına gerek yok!
Bir toplu iş sözleşmesinin başarısının en önemli ölçütü ne istediğiniz ve ne aldığınızdır!
İşçileri oyaladılar, toplu iş sözleşmesini geciktirdiler, yordular, teklifleri verip geri aldılar, sendikaları grev yasaklamayla tehdit ettiler.
Türk-İş ve… pic.twitter.com/M8R5jRcuRS
— aziz çelik (@Emegin_Halleri) August 2, 2025