Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle sürdürdükleri adalet mücadelesinin 1062. haftasında bir kez daha İstanbul Galatasaray Meydanı’ndaydı. 10 Haziran 1994’te Diyarbakır’ın Yenişehir (Bajaranû) ilçesinde kendilerini polis olarak tanıtan kişilerce Beyaz Toros’la kaçırılan ve yıllar sonra kemikleri bulunan Murat Aslan’ın faillerinin hâlâ yargılanmamasına dikkat çekildi.
Katılımcıların ellerinde gözaltında kaybedilen yakınlarının fotoğrafları ve karanfiller taşıdığı eylemde, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplar Komisyonu üyesi Sebla Arcan, Murat Aslan’ın gözaltında kaybediliş sürecini ve ardından gelen cezasızlık zincirini anlattı.
“İnkâr edilen gözaltı JİTEM itiraflarıyla ortaya çıktı”
Sebla Arcan’ın aktardığına göre, Murat Aslan 25 yaşındayken Beyaz Toros ile kaçırıldı. Ailesi başta emniyet ve savcılık olmak üzere tüm yetkili kurumlara başvurduysa da Aslan’dan uzun süre haber alınamadı. On yıl boyunca gözaltına alındığı inkâr edildi. Ancak 2004 yılında eski JİTEM mensubu Abdülkadir Aygan’ın itiraflarıyla Murat Aslan’ın akıbeti gün yüzüne çıktı.
Aygan’ın ifadesine göre, Aslan önce Silopi JİTEM İstihbarat Tim Komutanlığı’na götürülerek burada ağır işkencelerden geçirilmiş, ardından Lice kırsalına götürülerek infaz edilmişti. Aygan’ın tarif ettiği bölgede yapılan kazılarda bulunan kemiklerin Adli Tıp Kurumu tarafından Murat Aslan’a ait olduğu belirlendi. Buna rağmen Aslan’ın öldürülmesinden sorumlu olduğu tespit edilen kişiler hakkında herhangi bir yargı süreci işletilmedi.
30 kişilik suç duyurusu, 0 yargılama
Aslan ailesi, dönemin Olağanüstü Hal (OHAL) yetkilileri, jandarma görevlileri ve JİTEM mensuplarından oluşan 30 kişi hakkında suç duyurusunda bulundu. Suçun nasıl ve kimler tarafından işlendiği hem tanık ifadeleriyle hem de fiziksel delillerle belgelenmesine rağmen, dava dosyası diğer birçok kayıp vakası gibi sürüncemede bırakıldı. Arcan, Murat Aslan’ı kaçıran, işkence eden, infaz eden ve bedenini kaybedenlerin kimliklerinin ortaya çıktığını ama hâlâ adalet önüne çıkarılmadığını vurguladı.
Sebla Arcan açıklamasında, “Yetkilileri etkin bir soruşturma ve kovuşturma yürütmeye çağırıyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin, Murat Aslan için ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz” dedi.
“Annem yaşarken adalet sağlansın” çağrısı
Eylemde konuşan Murat Aslan’ın kardeşi Fatma Aslan da 31 yıldır süren bu cezasızlık karşısında adalet arayışlarını sürdüreceklerini belirtti. “Annem hâlâ yaşıyor ve biz bu süreçte onun tanıklığında adaletin tecelli etmesini istiyoruz” diyen Aslan, gözyaşlarını tutamadı.
Açıklamanın ardından, Cumartesi Anneleri her hafta olduğu gibi bu hafta da gözaltında kaybedilen yakınlarının anısına taşıdıkları karanfilleri Galatasaray Meydanı’na bıraktı. Eylem, sessiz bir şekilde sona erdi.
Komisyona “gerçek yüzleşme” çağrısı
Sebla Arcan, TBMM’de kurulması planlanan yeni komisyonlara da değinerek, kayıplar dosyalarının etkin biçimde araştırılması gerektiğini belirtti. Arcan, “Meclis’te kurulacak komisyon, gerçek bir yüzleşme ve demokratikleşme sürecinin başlangıcı olmalı” diyerek Türkiye’nin geçmişiyle hesaplaşma zorunluluğuna dikkat çekti.
Cumartesi Anneleri, 1062 haftadır sürdürdükleri sessiz ama direngen eylemleriyle, Türkiye’nin faili meçhul ve kaybedilme vakalarına karşı toplumun belleğini canlı tutmaya devam ediyor.