Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TELE1’de yayımlanan bir alt bant yazısı nedeniyle kanala soruşturma açıldığını duyurdu. Tunç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile kıyaslanmasını “çirkin algı operasyonu” olarak nitelendirdi.
Soruşturmanın nedeni
TELE1’de 21 Eylül Pazar akşamı yayımlanan Türkiye’nin Yönü programında ekrana gelen “RTE’nin Netanyahu’dan farkı ne?” ifadesi soruşturmanın gerekçesi oldu. Tunç, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile soykırımcı Netanyahu’nun kıyaslandığı cümlenin bir televizyon kanalında alt bant yazısı olarak kullanılması hakkında soruşturma başlatılmıştır” ifadelerini kullandı.
Bakan Tunç, Erdoğan’ın “her zaman zalimin karşısında, mazlumların ve mağdurların yanında” durduğunu belirterek, “Vicdanla, adaletle ve insanlık onuruyla bağdaşmayan bu çirkin algı operasyonları, Sayın Cumhurbaşkanımızın onurlu mücadelesini gölgeleyemeyecektir” dedi.
TELE1’den açıklama: “Sehven yapıldı”
Kanal yönetimi ise söz konusu alt bandın kesinlikle onaylanmadığını belirterek olayın “sehven” meydana geldiğini açıkladı. TELE1’in X hesabından yapılan paylaşımda şu ifadelere yer verildi:
“Dün gece Tele1 ekranına gelen Türkiye’nin Yönü programında, meslek terminolojisinde KJ dediğimiz alt yazıda kısa süreli de olsa (yaklaşık bir dakika) kanal yönetimi olarak kesinlikle onaylamadığımız bir ifade kullanılmıştır. Programda Trump – Erdoğan görüşmesine ilişkin bir değerlendirme yapılmasına karşın, KJ’de Erdoğan ile Netanyahu karşılaştırması yer almıştır. Reji kadromuzdan kaynaklanan ve sehven yapılan bu hata nedeniyle özür dileriz. İdari araştırmayı yaptıktan sonra gerekli kararları alacağımızı da belirtmek isteriz.”
TELE1 daha önce de cezalandırılmıştı
TELE1, daha önce de Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından cezalandırılmıştı. Kanalda yayımlanan 4 Soru 4 Yanıt programında gazeteci Merdan Yanardağ’ın “15 Temmuz İslamcı bir darbe girişimiydi. Bu darbenin temel sorumlusu AKP iktidarıdır” sözleri üzerine RTÜK, “beş günlük ekran karartma” kararı vermişti.
Ancak 5 Ağustos’ta Ankara 23. İdare Mahkemesi, cezaya karşı yürütmeyi durdurma kararı aldı. Mahkeme kararında, yayın durdurma yaptırımının “uygulanmakla etkisi tükenecek nitelikte” olduğuna dikkat çekti ve idarenin savunması alınmadan cezanın askıya alındığını duyurdu.
Basın özgürlüğü tartışması
Soruşturma kararı, Türkiye’de basın özgürlüğü tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı. Özellikle 24 Temmuz Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü’nün yıl dönümünde yaşanan gelişmeler dikkat çekti.
24 Temmuz 1908’de İkinci Meşrutiyet’in ilanıyla gazetelerin sansür memurlarını içeri almamaları ve sansüre gönderilmeden basılmalarıyla başlayan “Basın Bayramı” geleneği, 1948’de Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından resmileştirilmişti. Bugün ise gazetecilik üzerindeki yasal baskılar, bu bayramın anlamını yeniden tartışmalı hale getiriyor.