Ankara Tabip Odası, sağlık sisteminde çöküş sinyallerine dikkat çekti. Hekime başvuru sayısı 1 milyarı aşarken şehir hastaneleri bütçede kara deliğe dönüştü, özel sektör payı ise katlanarak büyüdü. Uzmanlara göre, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın piyasacı yaklaşımı kamu sağlık sistemini zorluyor.
Sağlık Sisteminde ‘Kırmızı Alarm’
Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu, Türkiye’nin sağlık sistemine ilişkin kritik verileri kamuoyuyla paylaştı. Açıklamada, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun “Sağlıkta Türkiye Yüzyılı’nı başlatıyoruz” sözlerine atıf yapılarak, hizmet sunumu ve bütçe göstergelerinin alarm verdiği vurgulandı.
Açıklamada, hükümetin Sağlıkta Dönüşüm Programı ısrarının kamu bütçesinde sürdürülemez bir yük yarattığı ve toplum sağlığını tehdit eden yapısal sorunları derinleştirdiği ifade edildi. Oda, bu tabloyu üç temel başlıkta özetledi: kışkırtılmış sağlık talebi, özel sektörün büyümesi ve şehir hastanelerinin kamu kaynaklarını yutması.
Birinci Alarm: Hekime Başvuru Sayısı 1 Milyarı Aştı
2002 yılında 208 milyon 966 bin olan hekime müracaat sayısı, yüzde 401 artarak 2024 yılında 1 milyar 47 milyon 877 bine ulaştı. Sağlık Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçe teklifinde bu sayının kişi başına 11,9’a çıkacağı öngörülse de mevcut tablo 2026 hedeflerini şimdiden aşıyor.
Ankara Tabip Odası’na göre bu durum, toplumun sağlıklı olmadığının güçlü bir göstergesi:
“Her bir yurttaşın yılda ortalama 12,2 kez bir sağlık kurumuna başvurması; teşhis ve tedavi süreçlerinin uzadığını, sağlık okuryazarlığının gelişmediğini ve sağlık politikalarının bilimsellikten uzaklaştığını gösteriyor.”
Oda, kışkırtılmış talebe karşı etkin düzenlemeler yerine popülist politikaların sürdüğünü belirterek sağlık sisteminin bu yükü kaldıramayacağı uyarısında bulundu.
İkinci Alarm: Özel Hastaneler İki Kat Büyüdü
Sağlık sistemindeki yükün önemli bir kısmı, özel sektörün kontrol ettiği alana kaymış durumda. 2002 yılında 271 olan özel hastane sayısı, 2024’te 552’ye çıkarak yüzde 103,7 oranında arttı.
Aynı dönemde kamu hastaneleri 774’ten 941’e, üniversite hastaneleri ise 50’den 69’a yükseldi. Bu tablo, özel sektörün 20 yılda kamuya kıyasla iki kat büyüdüğünü ve sağlık sisteminin üçte birini kontrol eder hale geldiğini gösteriyor.
Ankara Tabip Odası, özel sektörün büyümesinin sağlık planlamasında ciddi zaaflar yarattığını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
“Hastaları müşteri olarak gören piyasacı anlayış, sağlık sistemini arz-talep dengelerine terk etti. Bu model, bebek ölümlerinden usulsüzlüklere kadar suç ve suçlu üreten bir yapıya dönüştü.”
Üçüncü Alarm: Şehir Hastaneleri Bütçeyi Yutuyor
“Kamu Özel İş Birliği” modeliyle inşa edilen şehir hastaneleri, kamu bütçesinde devasa bir yük oluşturuyor. 2025 yılı Ocak ayında bu tesisler için ayrılan 15 milyar 129 milyon TL, yılın ilk dokuz ayında 80 milyar 916 milyon TL’ye ulaştı.
Projeleri üstlenen şirketlerin “usulsüzlükler ve kural tanımazlık” içinde olduğuna dikkat çeken Ankara Tabip Odası, şehir hastanelerinin bir kamu hizmeti olmaktan çok özel sektöre kaynak aktarma mekanizmasına dönüştüğünü belirtti.
Uzmanlara göre bu tablo, kamu kaynaklarının şeffaf olmayan sözleşmelerle özel şirketlere aktarılması anlamına geliyor.
“Sağlıkta Dönüşüm”ün Bedelini Yurttaş Ödüyor
Ankara Tabip Odası, 22 yıllık sağlık politikalarının hastalık odaklı, piyasacı ve plansız bir yapıya dönüştüğünü vurgulayarak, “kamu sağlık hizmetlerinin ticarileştiğini” ifade etti. Açıklamada, sağlığın bir hak olmaktan çıkarılıp piyasaya teslim edildiği eleştirisi öne çıktı.
“Sağlık sistemini piyasa dinamikleriyle şekillendirmek, yurttaşların cebinden çıkan parayı artırırken sağlık hizmetlerinin niteliğini düşürüyor. Bu model sürdürülemez.”
- NHY / Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Açıklaması (Ekim 2025), Sağlık Bakanlığı 2025 Bütçe Teklifi, Sağlık Bakanlığı İstatistik Yıllıkları (2002–2024), TÜİK Sağlık Harcamaları Verileri