Uzmanlar uyarıyor: Hava kirliliği sadece bir çevre sorunu değil; halk sağlığı krizine ve ekonomik çöküşe dönüşüyor.
Temiz Hava Hakkı Platformu’nun (THHP) yayımladığı Kara Rapor 2025, Türkiye’nin hiçbir ilinin hava kalitesinin Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) standartlarını karşılamadığını ortaya koydu. Rapora göre hava kirliliğinin Türkiye’ye yıllık ekonomik maliyeti 138 milyar dolar. Bu rakam, ülkenin gayri safi yurt içi hasılasının yaklaşık yüzde 10’una denk geliyor. DW Türkçe’nin haberine göre (DW Türkçe / 15 Ekim 2025), kirliliğin azaltılması halinde yılda 60 binden fazla ölüm önlenebilir.
Kirli Hava Alarmı: Hiçbir İl Temiz Sınıfında Değil
THHP’nin değerlendirmesine göre, 2024 yılında Türkiye’deki hiçbir ilin hava kalitesi DSÖ’nün belirlediği sınır değerleri karşılamadı. En kirli iller listesinde Hatay, Osmaniye, Malatya, Kahramanmaraş, Şırnak, Hakkâri, Ağrı, Muş, Batman ve Iğdır ilk sıralarda yer aldı.
Sanayi tesislerinin ve termik santrallerin yoğun olduğu bölgelerde (örneğin Bursa Kestel, Osmaniye ve Şırnak) halk, yılın yüzde 70’inden fazlasında sağlıksız hava soludu. Osmaniye’de 2024 yılı ortalaması 83,60 µg/m³ PM10 olarak ölçüldü; bu rakam, Türkiye’nin yasal sınırının iki katından fazla, DSÖ limitinin ise neredeyse altı katı.
İstanbul’da özellikle Sultangazi – Cebeci taş ocaklarının etkisiyle 263 gün boyunca kirli hava solundu. Ankara ve İstanbul’da hava kirliliği “hassas” düzeyde seyretti. İzmir’de ise veri eksikliği nedeniyle kapsamlı bir değerlendirme yapılamadı.
Partikül Kirliliği: Görünmez ama Ölümcül Tehdit
Partikül maddeler (PM10 ve PM2,5), fabrikalar, enerji tesisleri, inşaat faaliyetleri ve yangınlardan kaynaklanıyor. PM10’un Türkiye’deki yıllık ortalama limit değeri 40 µg/m³ iken DSÖ’nün önerdiği sınır 15 µg/m³. Daha ince partiküller olan PM2,5 içinse Türkiye’de hâlâ yasal bir sınır bulunmuyor.
PM2,5 partikülleri akciğerlere derinlemesine nüfuz ederek KOAH, kalp krizi, inme ve akciğer kanseri gibi hastalıkların temel nedenlerinden biri olarak gösteriliyor. THHP verilerine göre PM2,5 kirliliği KOAH’a bağlı ölümlerin %41,3’ünden, kalp hastalıklarına bağlı ölümlerin %27,7’sinden sorumlu.
THHP Temsilcisi Prof. Dr. Çiğdem Çağlayan, “PM2,5 düzeyi DSÖ’nün önerdiği yıllık 5 µg/m³ seviyesine indirilebilseydi, yılda 60 binden fazla ölüm önlenebilirdi” diyerek tehlikenin boyutuna dikkat çekiyor.
Veri Açıkları ve “Kirlilik Cennetleri”
Türkiye son yıllarda hava kalitesi mevzuatını Avrupa Birliği çevre müktesebatına kâğıt üzerinde uyumlu hale getirse de, ölçüm altyapısının veri kalitesi düşmüş durumda. 380 istasyondan yalnızca bir kısmı yönetmelikte öngörülen %90 veri üretim oranına ulaştı.
THHP Koordinatörü Deniz Gümüşel, “Soluduğumuz hava AB standartlarına kâğıt üzerinde yakın ama gerçekte sağlıklı olmaktan çok uzak” diyerek mevcut tabloyu özetliyor. THHP Hava Kalitesi Uzmanı Dr. Ozan Devrim Yay ise PM2,5 için bağlayıcı ulusal limitin olmamasının, enerji ve sanayi tesislerine tanınan istisnalarla birleştiğinde bazı bölgeleri “kirlilik cenneti”ne dönüştürdüğünü vurguluyor.
Sağlık Sorunları Ekonomik Yükü de Büyütüyor
THHP raporu, PM2,5 kirliliğinin ekonomiye yıllık 138 milyar dolarlık bir maliyet getirdiğini hesapladı. Bu yük yalnızca sağlık harcamalarından değil, iş gücü kaybı, üretkenlik düşüşü ve erken ölümlerden kaynaklanıyor.
THHP, bu maliyetin düzenli olarak kamu planlamasına entegre edilmesi, sağlık politikalarında maliyet-etkinlik değerlendirmelerinin sistematik hale getirilmesi ve hava kirliliğiyle mücadeleye daha fazla kaynak ayrılması çağrısında bulunuyor.
Çocuklar En Kırılgan Grup
Platform ayrıca, hava kirliliği, aşırı sıcaklar ve iklim kaynaklı afetler karşısında çocukların en kırılgan grup olduğuna dikkat çekiyor. Uzun süreli PM2,5 maruziyetinin demans (bunama) riskini de %8’e varan oranda artırdığı belirtiliyor.
Orman yangınlarının yol açtığı partikül kirliliğinin de önemli bir ölüm nedeni olduğuna dikkat çeken rapor, 2000–2016 arasında dünya genelinde 406 binden fazla ölümün bu kirlilik türüne atfedilebileceğini ortaya koyuyor.
Somut Adım Çağrısı: Limit Belirlensin, Denetim Güçlendirilsin
THHP, halk sağlığını korumak için öncelikle PM2,5 için DSÖ standartlarında ulusal bir limit değerin mevzuata eklenmesini, ölçüm altyapısının güçlendirilmesini ve denetimlerin etkili yaptırımlarla desteklenmesini talep ediyor.
Bu adımlar atılmadığı sürece, hava kirliliği yalnızca bir çevre sorunu olmaktan çıkıp sağlık ve ekonomi krizine dönüşmeye devam edecek.
- NHY / DW Türkçe, Temiz Hava Hakkı Platformu, Kara Rapor 2025, Dünya Sağlık Örgütü, Air Quality Guidelines