Gazetecilere Yönelik Tehdit İhbarı: Aydın ve Ağırel Savcılığa Başvurdu

Gazeteciler Şule Aydın ve Murat Ağırel’e yönelik “motosikletli suç örgütleri aracılığıyla saldırı düzenleneceği” yönünde gelen ihbar, basın özgürlüğüne yönelik sistematik tehditleri yeniden gündeme taşıdı. Gazeteciler, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

Saldırı İhbarı: “Motosikletli Suç Örgütleri Azmettirilmiş”

(İSTANBUL) – Gazeteciler Şule Aydın ve Murat Ağırel, kendilerine yönelik olası bir saldırı planına dair gelen ihbar üzerine harekete geçti. Onlar TV’de dün akşam yayınlanan programda Aydın ve Ağırel, meslektaşları Timur Soykan’a gelen bir WhatsApp mesajı aracılığıyla bu tehdidi öğrendiklerini açıkladı.

Yabancı bir ülke hattından gönderilen mesajda, iki gazeteciye “motosikletli suç örgütleri azmettirilerek” saldırı düzenleneceği iddia edildi. İhbarın ardından gazeteciler, 16 Ekim 2025 tarihinde İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduklarını duyurdu.

Savcılığa Başvuru: “Etkili Bir Soruşturma Bekliyoruz”

Gazetecilerin avukatı Hüseyin Ersöz, konuya ilişkin yaptığı açıklamada hem ihbar mesajını gönderen hat sahibine hem de mesajlarda adı geçen bazı kişilere ilişkin soruşturma başlatılması talebinde bulunduklarını söyledi.

Ersöz, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi:

“16 Ekim 2025 tarihinde İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmuş, hem WhatsApp üzerinden mesaj gönderen yabancı ülke hattının sahibi hem de bu mesajlarda isimleri yazılı bazı kişiler hakkında soruşturma başlatılması talep edilmiştir.”

Ayrıca, gazetecilerin can ve mal güvenliklerinin sağlanması için Mülki İdare Amirliği’ne yazı yazılarak gerekli önlemlerin alınması da talep edildi.

Basın Özgürlüğüne Yönelik Tehditler Arka Arkaya

Bu ihbar, son dönemde gazetecilere yönelik artan sistematik tehditlerin bir halkası olarak değerlendiriliyor. Türkiye’de özellikle yolsuzluk, mafya-siyaset ilişkileri, organize suç yapılanmaları ve kamusal çıkar ihlallerine ilişkin haber yapan gazetecilere yönelik tehdit, hedef gösterme ve saldırı girişimleri son yıllarda ciddi biçimde artmış durumda.

Gazeteciler, benzer vakalarda etkili önlem alınmamasının ve caydırıcı soruşturma süreçlerinin işletilmemesinin yeni tehditleri cesaretlendirdiğini vurguluyor. Bu nedenle, Aydın ve Ağırel’e yönelik saldırı ihbarı, yalnızca bireysel bir tehdit olarak değil, medya özgürlüğüne dönük daha geniş bir baskı ikliminin parçası olarak da görülüyor.

Hedefte Gazeteciler: Sessiz Kalmayanlara Yönelik Sistematik Baskı

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Basın Konseyi’nin daha önce yayımladığı raporlarda, bağımsız gazetecilere yönelik saldırıların önemli bir bölümünün cezasızlıkla sonuçlandığı vurgulanmıştı. Bu durum, benzer tehditlerin önünü açarken gazetecileri hedef haline getiriyor.

Şule Aydın, Murat Ağırel ve Timur Soykan gibi kamuoyu tarafından yakından takip edilen gazetecilere yönelik tehditlerin, yalnızca kişisel güvenlik meselesi değil, toplumsal bilgi alma hakkına yönelik doğrudan bir saldırı olduğu belirtiliyor.

Basın Özgürlüğü Alarm Veriyor

Sivil toplum örgütleri ve meslek birlikleri, bu tür tehditlerin sistematik hale gelmesine karşı devletin koruma ve soruşturma yükümlülüğünü yerine getirmesi gerektiğini vurguluyor. Gazetecilere yönelik tehditlerin cezasız kalması, demokratik toplumun temel taşı olan ifade ve basın özgürlüğünün erozyonuna yol açıyor.


  • NHY / ANKA Haber Ajansı, Av. Hüseyin Ersöz – X (Twitter) paylaşımı, TGS ve Basın Konseyi Basın Özgürlüğü Raporları (2024–2025)