Türkiye’de emekli aylıklarının düşüklüğü, yıllardır “emekli sayısı çok, çalışan sayısı az” söylemleriyle meşrulaştırılıyor. Ancak sosyal güvenlik verileri, bu iddianın bir şehir efsanesinden ibaret olduğunu ortaya koyuyor. AB ortalamasına yakın aktif-pasif oranına rağmen emekli aylıklarının düşük olmasının temel nedeni kamu katkısının yetersizliği.
Yerleşmiş Bir Kalıp Yargı: “4 Çalışana 1 Emekli”
Türkiye’de emeklilerin düşük maaş almasının gerekçesi olarak sık sık “çalışan sayısına göre emekli sayısının fazla olması” gösteriliyor. Bu söylem, özellikle 1990’lardan itibaren Dünya Bankası ve IMF raporlarının ardından hükümetler tarafından tekrarlandı. Çalışma Bakanları Faruk Çelik, Süleyman Soylu, Vedat Bilgin ve Vedat Işıkhan; sendika temsilcileri ve bazı köşe yazarları bu iddiayı dillendirdi.
“Avrupa’da 4 çalışana 1 emekli düşüyor” kalıbı, hem kamuoyu hem de medya tarafından sorgulanmadan benimsendi. Oysa bu oran, günümüz sosyal güvenlik sistemlerinde geçerli bir standart değil. Bu oran, sistemlerin henüz yeni kurulduğu erken dönemlere ait tarihsel bir aktüeryal varsayımdan ibaret.
Avrupa’da Gerçek Oran 1,5 – 1,7 Arasında
Eurostat verilerine göre, AB 27 ülkelerinde 2023 itibarıyla toplam emekli sayısı 121,3 milyon, kayıtlı çalışan sayısı ise yaklaşık 182 milyon civarında. Bu tablo, AB ortalamasında aktif-pasif oranının yaklaşık 1,5 olduğunu gösteriyor. Almanya’da bu oran 1,6–1,7; Fransa’da da benzer düzeyde seyrediyor. Hiçbir Avrupa ülkesinde dört çalışanın bir emekliyi finanse ettiği bir model mevcut değil.
Türkiye’nin aktif-pasif oranı ise 1,7 civarında. Bu oran AB ortalamasıyla paralellik gösteriyor. Dolayısıyla emekli sayısının fazla olduğu yönündeki söylemler, gerçek tabloyu yansıtmıyor. Bu iddia, sosyal güvenlik sisteminin yapısal sorunlarını perdeleyen bir söylem işlevi görüyor.
Asıl Sorun: Kamu Katkısının Düşüklüğü ve Kayıt Dışı İstihdam
Türkiye’de emekli aylıklarının düşük olmasının temel nedenleri; istihdamın yetersizliği, kayıt dışı çalışmanın yüksekliği, ücret düzeyinin düşük olması ve kamu katkısının sınırlı kalmasıdır. Sosyal güvenlik sisteminin yalnızca prim gelirlerine dayanması artık mümkün değildir. Avrupa’da birçok ülke emeklilik sistemini güçlü kamu finansmanı ile destekliyor.
Türkiye’de ise “bütçe dengesi” gerekçesiyle kamu katkısı sınırlı tutuluyor. Bu yaklaşım, emekli aylıklarının reel olarak gerilemesine ve sosyal güvenlik sisteminin zayıflamasına yol açıyor.
Bir Efsanenin Ardına Gizlenen Gerçek
“4 çalışana 1 emekli” söylemi, kamuoyunu yanlış yönlendirerek düşük emekli aylıklarını meşrulaştırıyor. Bu iddianın bilimsel veya güncel hiçbir karşılığı bulunmuyor. Avrupa’da da aktif-pasif oranı benzer düzeyde olmasına rağmen emekli aylıkları daha yüksek. Bunun nedeni kamu katkısının güçlü olması ve gelir dağılımı tercihlerinin farklı yapılması.
Aziz Çelik, BirGün gazetesindeki köşe yazısında bu söylemin altını şöyle çiziyor: “Bu iddiayı kanıtlayabilirlerse sosyal güvenlik üzerine yazmayı bırakacağım. Ama kanıtlayamazlarsa bu safsatayı tekrar etmekten vazgeçsinler. Bu, emeklilere kötülük yapıyor.”