İmamoğlu’dan Silivri’den Mesajlar: “DEM Parti, 19 Mart’tan Beri Bize Yapılan Hukuksuzluğu Dillendiriyor”

Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan İBB Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, T24’ten Murat Sabuncu’yla yaptığı söyleşide 19 Mart sonrası yaşanan hukuksuzluklara, DEM Parti ile kurulan dayanışmaya ve iktidarın siyaset tarzına ilişkin sert değerlendirmelerde bulundu. Tutukluluğun siyasi hesaplarla yürütüldüğünü savunan İmamoğlu, demokrasi, hukuk devleti ve toplumsal uzlaşma çağrısını yineledi.

DEM Parti, fotoğraf tartışması ve siyasal gerilim

İmamoğlu, Meclis açılışı sırasında Cumhurbaşkanı ile DEM Partili yöneticilerin fotoğrafı üzerinden başlayan tartışmaları değerlendirdi. Fotoğrafın tek başına sorun olmadığını; sorunlu olanın, bugün bu fotoğrafın tartışılıyor oluşunun Türkiye siyasetindeki kutuplaşma ve iktidarın üslubu olduğunu söyledi.

“Bu fotoğraf, kendini yalnız ve güçsüz hisseden bir iktidarın … meşruiyet arayışıdır” diyen İmamoğlu, iktidarın yıllardır muhaliflere yönelik hakaret ve tehdit diliyle siyasi atmosferi gerdiğini belirtti. Sosyal medyada alevlenen münferit yorumların ittifak içinde eski dostlar tarafından fazla ciddiye alınmasına dair uyarıda bulundu.

19 Mart: “Demokrasiyi rafa kaldırma süreci” ve hukuksuzluk iddiaları

İmamoğlu, 19 Mart’ı CHP için bir milat olarak tanımlarken, aynı tarihten itibaren başlayan “demokrasiyi rafa kaldırma” sürecinin muhalefete yönelik hukuksuz uygulamalarla sürdüğünü savundu. DEM Parti’nin bu dönemin başından beri yaşanan hukuksuzlukları seslendirmesini değerli bulduğunu aktardı.

Demirtaş ve Yüksekdağ örneğini vererek, “onlara yapılan hukuksuzluklara karşı duruyoruz” diyen İmamoğlu, iktidar tarafından sık sık “terör destekçiliğiyle” suçlandıklarını ancak bu tutumun kendilerini yenmediğini, aksine demokratik dayanışmayı güçlendirdiğini ifade etti.

Dayanışma hattı: “Kurtuluş yok tek başına”

CHP lideri Özgür Özel ile aralarındaki bağın güçlü olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” söylemini benimsediklerini söyledi. İttifak bileşenleri arasında farklı görüşlerin olabileceğini kabul eden İmamoğlu, ancak demokratların ortak bir mücadele hattında birleşmesinin ülke çıkarı açısından belirleyici olduğunu vurguladı.

“Bizim derdimiz tek başına iktidar olmak değil; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, millet iradesini ve hukukun üstünlüğünü korumaktır” sözleriyle, hedefin daha geniş bir demokratik cephe olduğunu açıkladı.

Nobel Barış Ödülü paylaşımı, dış politika ve Gazze değerlendirmesi

İmamoğlu, Nobel Barış Ödülü ile ilgili sosyal medya paylaşımına yönelik eleştirilere yanıt verirken, tebrik mesajının bir kişiye değil bir ilkeye, demokrasiye ve halk iradesine yönelik olduğunu söyledi. Paylaşımı yaparken bazı ayrıntılardan haberdar olmadığını, öğrendiklerinde hayal kırıklığına uğradığını da belirtti.

Ayrıca İmamoğlu, Gazze’ye ilişkin barış süreçlerini değerlendirirken kalıcı barışın yalnızca ateşkesle sağlanamayacağını; geri dönüş, adalet, güvenlik ve insani erişimin yerinde planlanması gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin bölgesel rolünün, sahada kalıcı çözüme katkı sunacak şekilde ve iki devletli çözüm perspektifiyle şekillenmesi gerektiğini savundu.

Alevi açılımı, yüzleşme ve samimiyet tartışması

İmamoğlu, MHP liderinin “Alevi açılımı” çağrısını değerlendirirken, geçmişteki Maraş, Çorum, Sivas ve Gazi katliamlarıyla yüzleşmeden bir açılımın samimi olmayacağını söyledi. Cemevlerinin ibadethane olarak tanınması gerektiğini tekrar eden İmamoğlu, bu talebin destekçisi olduğunu belirtti.

Ancak iktidarın bu tür adımları, siyasi hesaplar ve otoriter rejimi pekiştirme amacıyla kullandığını söyleyerek, “Eğer gerçekten eşit vatandaşlık hedefleniyorsa bunun usulü, adaleti ve hesap sorulması süreçleri ile birlikte olması gerekir” diye konuştu.

Cezaevi, siyasi hesaplar ve “tutukluluk koz” iddiası

İmamoğlu, cezaevinde tutulmasının arkasında siyasi hesaplar olduğunu savundu: “İktidar, Demirtaş’ı ve Yüksekdağ’ı müzakere masasında koz olarak tutuyor.” Bu tutumun insan hayatını, aileleri ve demokrasiye zarar verdiğini söyledi. Hukuk devleti ilkelerinin onarılmasının demokrasinin öncelikli meselesi olduğunu yineledi.

Ayrıca İmamoğlu, tutukluluğunun ve mahkeme süreçlerinin Türkiye demokrasisi üzerindeki etkilerine dikkat çekti; muhalefetin güç birliğiyle demokratik yaşamı koruma sorumluluğunu vurguladı.

  • NHY / T24 — Söyleşi: Murat Sabuncu; Röportaj: Ekrem İmamoğlu (Silivri Cezaevi)