Ankara merkezli Avukat Hakları Grubu, Türkiye genelinde şiddet vakalarını görünür kılmayı amaçlayan dijital “Şiddet Haritası” projesini hayata geçirdi. Grup, “Belki adaletin haritasını baştan çizemeyiz ama şiddetin haritasını görünür kılarak vicdanları uyandırabiliriz” diyerek, sessiz kalmış hikâyelerin kolektif bir farkındalık haritasına dönüşmesi gerektiğini vurguladı.
“Şiddetin görünürlüğü, adaletin güçlenmesidir”
Avukat Hakları Grubu Ankara Genel Koordinatörü Av. Funda Şahin, “Haritayla Hayata” projesi kapsamında oluşturdukları dijital Şiddet Haritası çalışmasının, yalnızca bir veri tabanı değil, aynı zamanda bir farkındalık platformu olduğunu söyledi.
“Belki bizler bu ülkenin adalet haritasını baştan çizemeyiz ama şiddetin haritasını görünür kılarak toplumsal vicdanları uyandırabiliriz. Çünkü adalet görünür olduğunda çok daha güçlü olacaktır,” diyen Şahin, görünürlüğün adaletin ön koşulu olduğuna dikkat çekti.
Şahin’e göre, şiddetin coğrafyası yalnızca bir istatistik değil, toplumsal sessizliklerin mekânsal izdüşümü. Bu yönüyle “harita”, hem şiddetin sosyolojisini hem de bireysel deneyimlerin görünmeyen yönlerini ortaya çıkarıyor.
Bir veri değil, bir tanıklık ağı
Proje kapsamında geliştirilen “Türkiye Şiddet İhtiyaç Haritası”, kadınlara, çocuklara, hayvanlara ve bireylere yönelik şiddet vakalarını mekânsal olarak gösteriyor.
Harita, kullanıcıya şiddetin türüne, yapıldığı yere ve nedenlerine göre bilgi sunuyor; ancak asıl amacı, bu verilerin ötesinde bir dayanışma ve farkındalık ağı oluşturmak.
“Her sessiz kalmış kişinin sesi olmaya çalışacağız,” diyen Şahin, projeyi sadece teknolojik değil, toplumsal bir çağrı olarak tanımladı:
“Bir olay olduğunda artık biz ‘bir vaka daha mı?’ demek yerine bu haritaya bakacağız. O noktada bir ışık yanacak. İşte o ışık bir iz, bir tanıklık, bir duyarlılık olacak.”
Bu ifadeler, bireysel trajedilerin toplumsal haritalar üzerinden görünür kılınmasının, sessizliği dayanışmaya dönüştürme çabasını simgeliyor.
“Görünür olan değiştirilebilir olandır”
Şahin, şiddeti yalnızca bireysel bir sorun olarak değil, politik ve toplumsal bir gerçeklik olarak değerlendirdiklerini belirtti:
“Bu proje, şiddetin bireysel değil toplumsal bir mesele olduğunu göstermek ve çözüm politikalarına ışık tutmak için hayata geçirildi. Çünkü biz inanıyoruz ki görünür olan, aynı zamanda değiştirilebilir olandır.”
Avukat Hakları Grubu, bu hedef doğrultusunda sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği içinde çalışmayı sürdürüyor. Gönüllü avukatların desteğiyle oluşturulan bu platformun, zamanla Türkiye’de şiddetin yaygınlık haritasını değil, aynı zamanda toplumsal duyarlılığın büyüme haritasını da çizeceği öngörülüyor.
Adaletin dijital belleği
Grup, projenin bir “teknoloji ürünü” değil, etik bir çağrı olduğunu vurguluyor.
“Her girilen veri, her fark edilen hikaye, her paylaşılan iz daha adil, daha eşit ve şiddetsiz bir geleceğe doğru atılmış bir adım olacaktır,” diyen Şahin, “adaletin görünür kılınması”nın sadece hukuk değil, aynı zamanda toplumsal bellek ve vicdan meselesi olduğuna işaret etti.
“Şiddetharitasi.com.tr” üzerinden erişilebilen bu platform, Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen bildirimlerle şiddetin mekânsal dinamiklerini kayıt altına alıyor; sessiz tanıklıkları kolektif bir farkındalık alanına dönüştürüyor.
Avukat Hakları Grubu’nun “Şiddet Haritası” girişimi, Türkiye’de giderek görünmezleşen adaletin yeniden görünür olma talebiyle örtüşüyor.
Bu proje, yalnızca şiddetin haritasını değil, toplumun adaletle olan mesafesini de gözler önüne seriyor. Çünkü adaletin sesi, ancak görünür olduğu ölçüde güçlü olabilir.
- NHY / ANKA Haber Ajansı, Av. Funda Şahin’in açıklamaları, Avukat Hakları Grubu Ankara resmi duyuruları
