Hacettepe Üniversitesi’nde ülkücü bir grubun saldırısında yaralanan öğrenciyi hastanede ziyaret eden arkadaşları da gözaltına alındı. Irkçı saldırının ardından yaşanan gözaltılar, Türkiye’de üniversitelerdeki şiddet ve polis müdahalelerinin geldiği noktayı bir kez daha gözler önüne serdi.
Kampüste “Devir Teslim” Adı Altında Saldırı
Ankara’daki Hacettepe Üniversitesi kampüsünde, kendilerini “Ülkü Ocakları” olarak tanıtan bir grup, “devir teslim töreni” bahanesiyle toplandı.
Tanıkların aktardığına göre grup, kampüs içerisinde ırkçı sloganlar attı ve kısa süre sonra “pala” ve “sallama” gibi kesici aletlerle öğrencilere saldırdı.
Saldırı sonucunda bir öğrenci kafa travması geçirdi ve Bilkent Şehir Hastanesi’ne kaldırıldı. Öğrenciler, saldırganların ellerini kollarını sallayarak kampüsten ayrıldığını, güvenlik birimlerinin ise müdahale etmekte geç kaldığını belirtti.
Yaralıyı Ziyaret Eden Öğrencilere Polis Müdahalesi
Yaralı öğrencinin arkadaşları, tedavi sürecini takip etmek için hastaneye gitti. Ancak öğrencilerin iddiasına göre, polis ekipleri hastanede yaralı öğrenciyi gözaltına almaya çalıştı.
Bu girişim üzerine hastanede arbede yaşandı. Polis, hastaneye gelen öğrencilerin bir kısmını gözaltına aldı.
Tanıklar, öğrencilerin yalnızca dayanışma amacıyla orada bulunduğunu, buna rağmen yaklaşık 40 öğrencinin gözaltına alındığını bildirdi.
Üniversitelerde Şiddet ve Cezasızlık Döngüsü
Hacettepe’de yaşanan bu saldırı, son yıllarda Türkiye’nin farklı üniversitelerinde giderek artan örgütlü ırkçı ve ideolojik şiddet olaylarının bir yenisi oldu.
Benzer biçimde, daha önce İstanbul, Eskişehir, Van ve Diyarbakır’daki kampüslerde de milliyetçi grupların hedef aldığı öğrenciler hakkında “olay çıkarmak” suçlamasıyla soruşturma başlatılmış, saldırganlar çoğu zaman serbest bırakılmıştı.
Uzmanlara göre, bu tablo yalnızca bir güvenlik zafiyeti değil, aynı zamanda üniversitelerin siyasallaşmasının ve özerkliğini yitirmesinin sonucu.
Dayanışmanın Suçlaştırılması
Öğrenci toplulukları ve sendikalar, hastanede yaşanan gözaltıları “dayanışmanın cezalandırılması” olarak nitelendirdi.
Eğitim-Sen ve Öğrenci Dayanışma Platformu, yaptıkları ortak açıklamada şunları söyledi:
“Bir öğrenci ırkçı saldırıya uğruyor, arkadaşları hastaneye gittiği için gözaltına alınıyor. Bu tablo yalnızca şiddetin değil, korkunun da örgütlendiğini gösteriyor.”
Toplumda Akran Şiddetinin Yükselişi
Hacettepe’de yaşanan olay, yalnızca bir kampüs şiddeti değil, aynı zamanda toplumun genelinde giderek derinleşen akran şiddeti eğiliminin yansıması olarak da değerlendiriliyor.
Uzmanlar, siyasal ve ideolojik kutuplaşmanın gençler arasında nefret dilini normalleştirdiğini, devletin bu tür olaylara verdiği “çifte standartlı tepkilerin” şiddeti meşrulaştırdığını belirtiyor.
- NHY / Mezopotamya Ajansı, Öğrenci Dayanışma Platformu açıklaması












