“Bu Bütçe Halkın Değil, Sermayenin Bütçesidir” Sevda Karaca: “Faşizm Sadece Yasalarla Yeğil, Bütçeyle Kurulur”

TBMM’de 2026 yılı bütçe görüşmeleri sürerken, Emek Partisi (EMEP) Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, hükümetin ekonomi politikalarını sert sözlerle eleştirdi. Karaca, bütçenin “halk için değil, büyük sermaye ve finans oligarşisi için” hazırlandığını söyledi. Meclis Bütçe görüşlerinde yaptığı konuşmada Karaca, “Bu bütçe, sarayın siyasal baskı düzeninin finansman planıdır” ifadelerini kullandı.

“Bu bütçenin hayrı büyük patronlara”

Konuşmasına bütçenin genel ruhunu eleştirerek başlayan Karaca, hükümetin büyüme söylemlerinin gerçeği yansıtmadığını belirtti:

“Bütçeniz büyük patronlara, finans oligarşisine, uluslararası tekellerle iç içe geçmiş holdinglere hayırlı olsun. Zaten başka kimseye de hayrı yok bu bütçenin. Siz diyorsunuz ki, milli gelir 1,5 trilyon doların üzerine çıkacak, kişi başına gelir 17 bin doları aşacak. Peki, bu eşiği kimin için aşacaksınız? Hangi Türkiye için?”

Karaca, hükümetin üç “tarihi eşiği” aşma hedefinin aslında üç farklı alanda otoriterleşmenin göstergesi olduğunu söyledi:

“Birincisi, büyük sermayenin birikim sınırlarını aşmak için her yöntemi devreye sokacaksınız.
İkincisi, emeğin örgütlü gücünü kırmak için her aracı kullanacaksınız.
Üçüncüsü ise, saray düzeninin siyasal eşiklerini aşacaksınız. Yani faşizme yönelişin hızlanacağı açık.”

“Bu bütçe saray rejiminin finansman planı”

Karaca, 2026 yılı bütçesinde öngörülen 2 trilyon 700 milyar liralık açığın büyük bölümünün faiz giderlerinden kaynaklandığını hatırlattı:

“Bu açığın 2 trilyondan fazlası faiz ödemelerine gidiyor. Halkın cebinden alınan her 100 liranın 11 lirası doğrudan bankalara, finans oligarşisine aktarılıyor. En güvenli, en kârlı sektör üretim değil; devlete faizle borç vermek artık.”

Dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payının yüzde 70’in üzerine çıktığını vurgulayan Karaca, “İşçi, memur, köylü, emekli her alışverişinde patronun faizini finanse ediyor” dedi.

“Siz buna refah bütçesi diyorsunuz. Oysa bu, tekelci sermayeyi koruma zırhı. Halkın temel ihtiyaçlarını kısıtlayan bir bütçeyi kimseye ‘refah bütçesi’ diye yutturamazsınız.”

“Yüksek gelir kimin için?”

TÜİK verilerine atıf yapan Karaca, gelir dağılımındaki uçurumun büyüdüğünü belirtti:

Nüfusun en yoksul yüzde 20’si toplam gelirden sadece yüzde 5 pay alıyor. Türkiye’de en zengin ve en yoksul kesim arasındaki makas tarihin en açık seviyesinde. O 17 bin dolarlık kişi başı gelir bu halkın yüzde 80’ine uğramıyor bile.”

Karaca, uluslararası şirketlerin Türkiye’deki sömürü düzenine de dikkat çekti:

“İzmir’deki Amerikan tekeli TPI, yıllarca işçilerin alın terini sömürüp alacaklarını ödemeden kaçtı. Alman devi geldi, ‘Ben yasa tanımam’ dedi, gerçekten de tanımadı. Şişecam patronu dört bin işçinin ücretine çöktü. Hâlâ teşvik veriyorsunuz. Küçük işletmeler kapanıyor, köylü toprağını satıyor. Bütçe bu sömürü düzeninin teminatı haline gelmiş durumda.”

“Faşizm bütçeyle kurulur”

Karaca, bütçenin otoriter bir rejimin ekonomik altyapısını oluşturduğunu vurguladı:

“Bu bütçe, sermayeye güven verirken halkın yoksullaştırılması ve susturulması üzerine kuruludur. Faşizm sadece polisle, yargıyla, yasakla kurulmaz; asıl olarak bütçeyle kurulur. Her kesinti, her teşvik, kimin için bir gelecek inşa edildiğini gösterir.”

Komisyon Başkanından söz kesintisi: “Bu bile bütçenin ruhuna uygun”

Karaca, konuşmasını sürdürürken oturum başkanının süre uyarısıyla karşılaştı. Söz hakkının kesilmesine tepki gösteren Karaca,

“Bugün konuşan herkes uzun uzun sözlerini tamamladı. Bana bir dakikayı bile çok görmeniz antidemokratik. Söz hakkını kısıtlamak, bu bütçenin ruhuna da uygun zaten”
diyerek konuşmasına son verdi.

Sevda Karaca’nın konuşması, 2026 bütçesini “saray rejiminin ekonomik aygıtı” olarak nitelendiren muhalefet cephesinin en sert çıkışlarından biri oldu. Karaca’nın “faşizm bütçeyle kurulur” sözü, bütçe görüşmelerinin en çarpıcı ifadelerinden biri olarak kayda geçti.