Haksız ve hukuksuz biçimde 10 aydır tutuklu bulunan Akdeniz Belediyesi Eşbaşkanları Nuriye Arslan ve Hoşyar Sarıyıldız ile Eşbaşkan Yardımcısı Özgür Çağlar tahliye edildi. Ancak, seçilmiş yöneticilerin serbest bırakılmasıyla birlikte kayyum yönetiminin gerekçesi ortadan kalkarken, şimdi gözler hükümete çevrildi: “Akdeniz halkının iradesi geri verilecek mi?”
10 Aylık Hukuksuz Tutukluluk Sona Erdi
Mersin’in Akdeniz ilçesinde görev yapan DEM Partili Belediye Eşbaşkanları Nuriye Arslan ve Hoşyar Sarıyıldız ile Eşbaşkan Yardımcısı Özgür Çağlar, 10 aydır sürdürdükleri tutukluluk sürecinin ardından tahliye edildi.
DEM Parti’den yapılan açıklamada, “Arkadaşlarımız özgür. Keyfi ve hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutulmuşlardı. Şimdi özgürlükleriyle birlikte halkın iradesi de yeniden ses buldu,” denildi.
Yerine atanan kayyumun, tutuklamaları “gerekçe” göstererek belediyeyi yönetmeye devam ettiği hatırlatıldı.
Parti yetkilileri, “Artık bahane kalmadı. Akdeniz Belediyesi, seçilmiş başkanlarına teslim edilmelidir,” çağrısında bulundu.
Kayyum Rejiminin Meşruiyeti Sorgulanıyor
Türkiye’de yerel demokrasinin en çok tartışıldığı alanlardan biri, kayyum uygulamaları. Özellikle Kürt illerinde 2016’dan bu yana onlarca seçilmiş belediye eşbaşkanının görevden alınarak yerlerine kayyum atanması, halkın seçim iradesine yönelik sistematik bir müdahale olarak değerlendiriliyor.
Uzmanlara göre Akdeniz davası, bu politikanın en çarpıcı örneklerinden biri. Yerel seçimlerde halkın oylarıyla göreve gelen başkanların, “terörle iltisak” gerekçesiyle görevden uzaklaştırılması, demokratik temsilin temelini zedeliyor.
Siyasi gözlemciler, Arslan ve Sarıyıldız’ın tahliyesiyle birlikte kayyum yönetiminin meşruiyet zeminini tamamen kaybettiği görüşünde birleşiyor.
“İrade Halka Geri Verilsin” Çağrısı
DEM Parti cephesi, tahliye kararının ardından yaptığı açıklamada, Akdeniz Belediyesi’nin yeniden seçilmiş yöneticilere devredilmesi gerektiğini vurguladı.
Parti sözcüleri, “Bu sadece bir tahliye değil; halkın gasp edilmiş iradesinin yeniden tanınması çağrısıdır,” ifadelerini kullandı.
Yerel demokrasi ve özyönetim hakkı konusundaki tartışmalar, özellikle 31 Mart 2024 yerel seçimleri sonrası daha da derinleşmiş durumda. Seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınması, yalnızca bir idari tasarruf değil, aynı zamanda temsili demokrasinin altını oyan bir uygulama olarak görülüyor.
- NHY / DEM Parti Basın Açıklaması (31 Ekim 2025)














