Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Edirne F Tipi Cezaevi’nden T24’e gönderdiği yazısında, çözüm sürecinde güvenlik adımlarının ilerlemesine rağmen esas sorunun “kardeşlik” olduğunu vurguladı. Demirtaş, yasa ve normatif düzenlemelerin Meclis’ten önce halkın bilincinde inşa edilmesi gerektiğini savundu.
Güvenlik Adımları Tarihi, Ama Yeterli Değil
Demirtaş, son bir yılda Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli ve Abdullah Öcalan’ın sürece dair girişimleriyle kayda değer güvenlik adımları atıldığını hatırlattı. Bunlar arasında PKK’nin Türkiye’den çekilmesi, silahların yakılması, SDG’nin Şam ile entegrasyon anlaşması ve TBMM’de kurulan komisyon gibi somut adımlar yer alıyor.
“Bu adımlar küçümsenecek değil, Türkiye’nin iç ve dış güvenliğini yakından ilgilendiren tarihi hamlelerdir. Ancak sürecin güvenlik boyutu ile çözülmesi gereken asıl sorun farklıdır.”
Silah Değil, Kardeşlik: Sürecin Kilit Noktası
Demirtaş, sürecin özünde güvenlik veya silah kontrolü olmadığını; esas kilit konunun “kardeşlik” olduğunu vurguladı. Ona göre, silahlar sadece kardeşlik hukukunun örselenmiş ve yara almış boyutunu temsil ediyor:
“Silah aradan çıkarılmalı, ancak eş zamanlı olarak kardeşlik hukuku ve duygusu onarılmalıydı. Ne yazık ki bu alanda etkili, sonuç alıcı tek bir adım bile atılmadı.”
Demirtaş, yasaların Meclis’te değil, halkın bilincinde yapılması gerektiğini ifade ederek, sürecin duygusal ve toplumsal zemininin inşasının önemini şöyle özetledi:
“Kardeşliğin yasaları önce halkın bağrında, yüreğinde ve bilincinde kurulmalıdır. Ortada duygu yokken yasa yapmak, halkın iradesine aykırı bir adım olur.”
Somut Kardeşlik Önerileri
Eski HDP lideri, sürecin toplumsal zeminde güçlendirilmesi için bir dizi somut öneride bulundu:
- Siyasi liderlerin geçmiş dönemin simgesel figürlerini ve Anıtkabir’i ziyaret etmesi,
- Kültürel simgelerin, Mevlana ve Ehmedê Xanî gibi figürlerin ziyaret edilmesi,
- Spor ve kültür aracılığıyla kardeşlik aktiviteleri; Diyarbakır-Amedspor ve Trabzonspor arasında maçlar, Milli Takım’ın Diyarbakır’da oynaması, gençlerin ortak bildiri okuması,
- Kültür ve Milli Eğitim Bakanlığı işbirliğiyle kardeşlik konserleri ve Kürtçe-Türkçe eğitim materyalleri,
- Dini ve toplumsal mekanlarda eş zamanlı kardeşlik hutbeleri,
- Evlatlarını çatışmalarda kaybetmiş ailelerin ortak mezarlık ziyaretleri ve Cumhurbaşkanlığı’nda ağırlanmaları.
Demirtaş, bu tür adımların Meclis’teki yasama sürecini daha sağlıklı ve kalıcı kılacağını savundu.
Ayrışmanın Derinleşmesi ve Sürecin Engellenmesi
Demirtaş, sürece dair mevcut olumsuz tabloyu da eleştirdi. Özellikle muhalefete ve CHP’ye yönelik operasyonlar, kayyım atamaları ve siyasi mahpusların tahliye edilmemesi, Kürt-Türk kardeşliğinin pekişmesini engelledi.
“30 yıllık hapis cezalarını bitirmiş siyasi ve hasta mahpuslar bile cezaevinden çıkamadı. Kayyım atanmış belediyeler halka iade edilmedi. Kardeşlik pekiştirilmeden Türk-Türk ayrışması eklendi.”
Umut ve Mücadele Kararlılığı
Yazısını, Edirne Cezaevi’nde altı yıldır suçsuz yere tutulan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı’ya atıfta bulunarak bitiren Demirtaş, barış ve kardeşlik mücadelesinin süreceğine dair inancını paylaştı:
“Dost acı söyler, ben barışın ve kardeşliğin dostu olarak bunları 12 metrekarelik hücremden görüyor ve üzülüyorum. Ama biliyoruz, inanıyoruz ve çabalıyoruz. Barış ve kardeşlik mutlaka kazanacak.”
Demirtaş’ın mesajı, sürecin güvenlik boyutunun tamamlanmış olmasına rağmen, toplumsal barış ve duygusal bağların oluşturulmadığını işaret ediyor. Sürecin kalıcı olabilmesi için yasalar ve normatif düzenlemelerden önce halkın bilincinde bir kardeşlik ve toplumsal uzlaşının inşa edilmesi gerektiğini vurguluyor.
- NHY / Selahattin Demirtaş, Edirne F Tipi Cezaevi, T24 (2025)
 
            