Sarıyer’de Kadın Cinayeti: Devletin Gözünün Önünde Bir Hayat Daha Sön(dürül)dü

İstanbul Sarıyer’de 36 yaşındaki Aydan Vural, kendisini uzun süredir tehdit eden Gökhan Meral tarafından öldürüldü. Olay, Türkiye’de art arda yaşanan kadın cinayetlerine bir yenisini ekledi. Kadına yönelik şiddetin “bireysel bir trajedi” değil, sistemsel bir sorun olduğuna dikkat çeken uzmanlar, “koruma mekanizmalarının kâğıt üzerinde kaldığını” söylüyor.

Evinde Ölü Bulundu: “Kızıma Ulaşamıyorum” İhbarı

Olay, Sarıyer Emirgan Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, evli ve iki çocuk annesi Aydan Vural’ın annesi, kızına ulaşamayınca polise ihbarda bulundu. “Kızıma ulaşamıyorum, pencereden baktığımda baygın yatıyor” diyen anne, polis ekiplerini olay yerine yönlendirdi.

Eve gelen ekipler, Vural ile yanında bulunan Gökhan Meral’i başlarından vurulmuş halde buldu. İlk incelemelerde, olayın kadın cinayeti sonrası intihar olabileceği üzerinde duruldu. Ancak Meral’in geçmişte Vural’ı defalarca tehdit ettiği ve hakkında şikâyet bulunduğu öğrenildi.

Faile Dair Bilgiler: Suç Kaydı ve Şiddet Geçmişi

Yapılan incelemelerde, Gökhan Meral’in beş ayrı suç kaydının bulunduğu, olay yerinde bir tabanca ele geçirildiği belirtildi. İddialara göre Meral, Aydan Vural’la uzun süredir ilişkisi olan bir kişiydi ve Vural’ı hem fiziksel hem psikolojik şiddetle baskı altında tutuyordu.

Vural’ın daha önce tehdit edildiği, ancak koruma kararı olup olmadığına dair bir açıklama yapılmadı. Bu durum, Türkiye’de kadınların hukuki koruma mekanizmalarına erişimde yaşadığı zorlukları yeniden gündeme taşıdı.

Bir Kadın Cinayeti Daha: “Şiddet Politiktir”

Kadın örgütleri, Aydan Vural’ın ölümünü “bir kadın cinayeti” olarak değerlendirirken, olayın münferit değil sistematik bir şiddet zincirinin halkası olduğunu vurguluyor.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan yapılan açıklamalarda, “Kadınlar devlet koruması altında öldürülüyor. Her uyarı, her tehdit, her şikâyet kulak ardı ediliyor” denildi.

Sosyologlara göre, Aydan Vural’ın ölümü yalnızca bireysel bir “ilişki dramı” değil, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin, hukukta ve devletteki sessizliğin sonucu.

Devletin Sorumluluğu ve Sessizlik

Türkiye’de 2025 yılının ilk 10 ayında 300’den fazla kadın erkekler tarafından öldürüldü. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin ardından, kadın örgütleri koruma kararlarının zayıfladığını ve şiddet vakalarının “önlenebilir” olmasına rağmen önlenmediğini hatırlatıyor.

Aydan Vural’ın hikâyesi, devletin kadınları koruyamadığı her durumda yinelenen bir tabloyu gösteriyor: önceden bilinen tehditler, geç gelen müdahale, susturulan bir yaşam.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturma başlattı. Cenazeler otopsi işlemleri için Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı. Ancak kamuoyu, yalnızca adli soruşturmanın değil, kurumsal ihmalin de incelenmesi gerektiğini vurguluyor.


  • NHY / DW Türkçe, DHA, ANKA