İzmir’de Kadınlardan 11. Yargı Paketi’ne Karşı Direniş Çağrısı

İzmir Kadın Platformu, hükümetin ‘11. Yargı Paketi’ adı altında hazırladığı düzenlemeye karşı sokağa çıktı. Kadınlar, paketin “reform” değil, ifade, kimlik ve örgütlenme özgürlüklerini hedef alan yeni bir baskı aracı olduğunu vurguladı. “Reform adı altında özgürlüklerimizi daraltmanıza izin vermeyeceğiz” dediler.

Kadınlar Sokağa Çıktı: “Bu Paketi Meclis’e Getirmeyin”

(İZMİR) – Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yeni yasama döneminde gündeme alınan 11. Yargı Paketi, özellikle kadın ve LGBTİ+ örgütleri tarafından yoğun tepkiyle karşılanıyor.
İzmir Kadın Platformu, düzenlemeyi protesto etmek için Alsancak ÖSYM Binası önünde bir araya geldi; “Kutsal aileniz batsın, kadınlar yaşasın”, “Genel ahlak, kimin ahlakı” ve “Vardık, varız, var olacağız” sloganlarıyla Türkan Saylan Kültür Merkezi’ne yürüdü.

Platform adına açıklama yapan Gizem Coşkun, yargı paketinin “suç ve suçlu tanımını genişleterek” toplumun belli kesimlerini kriminalize etmeye çalıştığını söyledi:

“Bu düzenlemeyle genel ahlaka muhalif davranan, saçını kısa kestiren bir kadın ya da kendini özgürce ifade eden bir trans bile cezalandırılabilir. Kadın ve LGBTİ derneklerinin faaliyetleri kapatılma riskiyle karşı karşıya.”

“Genel Ahlak” ve “Aile Yılı” Söylemiyle Haklara Saldırı

Coşkun, pakette yer alan “genel ahlak” ve “aile” vurgusunun, AKP’nin toplumsal yaşamı tek tipleştirme politikasının parçası olduğunu ifade etti.
“‘Aile Yılı’ adı altında hazırlanmış bu düzenleme, kadınların, LGBTİ+’ların ve muhaliflerin yaşam biçimini hedef alıyor,” diyen Coşkun, “bedenlerimizin, kimliklerimizin ve yaşam tarzımızın devletin ahlak anlayışına tabi kılınamayacağını” vurguladı.

Özellikle cinsiyet değiştirme yaşının 18’den 25’e çıkarılmasını ve “üreme yeteneğinden sürekli yoksunluk” şartının geri getirilmesini öngören maddelere dikkat çeken Coşkun, bu düzenlemelerin Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı olduğunu ve trans bireylerin temel haklarını ihlal ettiğini belirtti:

“Bu, trans bireylerin bedenleri üzerindeki söz hakkını elinden almak, onları baskı ve şiddetle kuşatmak anlamına geliyor.”

“Çocukları Koruyoruz” Söylemiyle Ceza Adaletine Müdahale

Kadın Platformu temsilcileri, pakette yer alan 15-18 yaş arası çocuklara yönelik düzenlemelerin de ciddi tehlikeler barındırdığına dikkat çekti.
Taslağa göre, “kasten öldürme suçunda ceza indirimi uygulanabilir” ifadesi çocuklar için de geçerli hale getiriliyor. Coşkun, bunun çocukların yetişkin gibi cezalandırılmasının önünü açtığını, yoksul çocukların adalet sisteminde daha fazla ezilmesine neden olacağını söyledi.

“Yoksulluğun ve çocuk emeğinin arttığı bir ülkede, çocukları koruma bahanesiyle cezalandırma politikalarını reddediyoruz. ‘Çocukları koruyoruz’ yalanlarınıza ortak olmayacağız.”

Gösteri ve İfade Özgürlüğüne Yeni Kısıtlamalar

11.Yargı Paketi’nde yer alan TCK’nın 223. maddesine eklenmesi planlanan “ulaşım araçlarının hareketinin engellenmesi suçu” da eylemcilerin hedefindeydi.
Platform, bu maddenin anayasal bir hak olan toplantı ve gösteri özgürlüğünü doğrudan hedef aldığını savundu:

“Haklarımız, eşitliğimiz ve özgürlüğümüz hiçbir yasa taslağı ile gasp edilemez. Toplumsal hak ve gösteri özgürlüğünü engelleyen maddelere asla izin vermeyeceğiz.”

Kadınlar ayrıca, sosyal medya ve dijital platformlarda içeriklerin hâkim kararı olmadan kaldırılmasına olanak tanıyan düzenlemeye karşı da tepki gösterdi. Bu durumun, ifade özgürlüğü ve haber alma hakkına ağır bir darbe olduğunu belirttiler.

“LGBTİ temalı dizi ve filmleri yayınlayan platformlara yayın durdurma cezası getiriliyor. Bu, sanatın, düşüncenin ve varoluşun cezalandırılmasıdır.”

“Biz Buradayız, Susmayacağız”

Basın açıklaması, güçlü bir direniş vurgusuyla sona erdi:

“Anayasa’nın 10., 17. ve 27. maddelerine, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ve CEDAW’a aykırı bu düzenlemeyi Meclis’e getirmenize izin vermeyeceğiz. Reform adı altında özgürlüklerimizi daraltmanıza izin vermeyeceğiz. Bizler eşitliği, özgürlüğü ve yaşamlarımızı savunuyoruz, çünkü bizim hayatlarımız sizin ahlak tanımınızdan daha değerlidir.”

“Yargı Reformu” Söylemi ile Toplumsal Denetim Aracı

Uzmanlara göre 11. Yargı Paketi, önceki yargı reformlarında olduğu gibi, yargının bağımsızlığını güçlendirmek yerine, toplumun muhalif kesimlerini düzenleme ve denetim altına alma eğilimini sürdürüyor.
Kadın ve LGBTİ+ örgütlerinin ses yükselttiği her alanda “genel ahlak”, “aile” veya “çocuk koruma” gibi kavramların siyasi birer meşrulaştırma aracına dönüştüğü görülüyor.

Nokta Haber Yorum’un analizine göre, bu tür düzenlemeler Türkiye’de hak temelli siyaset alanını daraltıyor, ifade özgürlüğünü kriminalize ediyor ve beden politikalarını devlet kontrolüne tabi kılmaya çalışıyor.


  • NHY / Anka Haber Ajansı, TBMM Yargı Paketi Taslak Metni (2025)