Sezgin Tanrıkulu’ndan Osman Kavala’ya Ziyaret: “Sekiz Yıl Bitti, Sağlığı İyi”

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutulan iş insanı ve insan hakları savunucusu Osman Kavala’yı ziyaret etti. Tanrıkulu, “Sekiz yıldır cezaevinde. Sağlığı iyi, herkese teşekkür ediyor” dedi.

Tanrıkulu: “Uzun Süredir Görüşememiştim, Sağlığı Yerinde”

(ANKARA) – CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 2017 yılından bu yana tutuklu bulunan Osman Kavala ile Silivri’deki Marmara Cezaevinde görüştü. Adalet Bakanlığı’ndan aldığı izinle gerçekleştirdiği ziyaretin ardından açıklama yapan Tanrıkulu, Kavala’nın fiziksel durumunun iyi olduğunu belirtti.

“Uzun zamandır görüşememiştim. Adalet Bakanlığı’ndan aldığım izinle kendisiyle görüştüm. Sağlığı iyi,” diyen Tanrıkulu, Kavala’nın selamlarını ve teşekkürlerini kamuoyuna iletti.

Kavala’nın sekiz yıldır tutuklu olduğunu hatırlatan CHP’li vekil, “Sekiz yıl bitti. Soranlara, yazanlara, görüşlerini paylaşanlara çok teşekkür etti. Sevgilerini ve saygılarını iletti,” ifadelerini kullandı.

Sekiz Yılın Ardından: Simgesel Bir Tutukluluk

Osman Kavala’nın tutukluluğu, yalnızca bir yargı süreci değil; Türkiye’de hukukun bağımsızlığı, ifade özgürlüğü ve sivil toplumun varlığı açısından da sembolik bir anlam taşıyor.

2017’de gözaltına alınan ve daha sonra Gezi Parkı Davası kapsamında “hükümeti devirmeye teşebbüs” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Kavala, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına rağmen hâlâ cezaevinde tutuluyor.

AİHM ve Avrupa Konseyi, Kavala’nın serbest bırakılmamasını Türkiye açısından ciddi bir insan hakları ihlali olarak değerlendirmiş; kararın uygulanmaması Avrupa Konseyi’nde “ihlal prosedürü” başlatılmasına yol açmıştı.

Kavala Dosyası: Adaletin Bekleyen Gölgesi

CHP’li Tanrıkulu’nun ziyareti, sadece bir dayanışma jesti değil; aynı zamanda yargıdaki tıkanmanın da altını çizen bir siyasi mesaj niteliği taşıyor.
Türkiye’de son yıllarda artan “uzun tutukluluk” pratikleri, özellikle muhalif kimlikli sanıklar söz konusu olduğunda, yargının siyasal araçsallaşması eleştirilerini güçlendiriyor.

Tanrıkulu’nun açıklaması, Kavala’nın hem Türkiye hem de uluslararası kamuoyunda adalet talebinin sembolü haline geldiğini bir kez daha hatırlattı.

“Osman Kavala sekiz yıldır içeride. Ama bu sekiz yıl, sadece bir insanın değil, bir toplumun adalet duygusunun da içeride tutulduğu yıllar oldu.”

Uluslararası Baskı Sürüyor

Avrupa Konseyi ve AİHM, Kavala’nın derhal serbest bırakılması gerektiğini vurgulamaya devam ediyor. Ancak hükümet kanadında, yargı kararlarına “saygı duyulduğu” vurgulanarak AİHM’in kararları sıklıkla “siyasi” olarak nitelendiriliyor.

Kavala’nın durumu, Türkiye’nin Avrupa Konseyi üyeliği, AB süreci ve uluslararası hukukla ilişkileri açısından da bir turnusol kâğıdı işlevi görüyor.

Uzmanlara göre, Kavala dosyası “bireysel bir dava” olmaktan çıkarak, Türkiye’nin hukukun üstünlüğü ilkesine bağlılığını ölçen bir göstergeye dönüştü.

Sessiz Ziyaretin Siyasi Yankısı

Tanrıkulu’nun sessiz ama anlamlı ziyareti, siyasetin gürültüsü içinde adalet, vicdan ve hatırlama çağrısı olarak okunabilir.
Sekiz yıldır devam eden tutukluluk hali, yalnızca Osman Kavala’nın değil, Türkiye’deki hukuk devletinin vicdanının da kapatıldığı bir dosya haline geldi.

Ziyaretin ardından kamuoyuna iletilen birkaç cümle –“Sağlığı iyi, teşekkür ediyor”–, içeride geçen sekiz yılın ağırlığını hafifletmeye yetmiyor; ama hatırlamanın politik sorumluluğunu diri tutuyor.