Birleşmiş Milletler’in yeni raporuna göre, mevcut iklim politikalarıyla yüzyılın sonunda dünya 2,8 derece ısınacak. Bu, Paris Anlaşması’nın 1,5 derece hedefinin çok ötesinde bir tabloya işaret ediyor. UN Genel Sekreteri Guterres uyarıyor: “İnsanlık kendi varoluşuyla kumar oynuyor.”
1,5 Derecelik Sınır Aşılıyor: “Klimakollaps” Kapıda
Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın (UNEP) Nairobi merkezli 2025 Küresel İklim Raporu’na göre, dünya, sanayi devrimi öncesine kıyasla 2,8 derece daha sıcak bir yüzyıla doğru ilerliyor. Bu, gezegenin ekolojik denge sınırlarının aşıldığı bir “iklim çöküşü” senaryosuna karşılık geliyor.
UNEP’e göre, mevcut ulusal iklim planlarının tam olarak uygulanması halinde bile yüzyıl sonunda sıcaklık artışı 2,3 ila 2,5 derece arasında olacak. Raporda, “1,5 derecelik hedefin artık yalnızca teorik bir olasılık olduğu” belirtilirken, bunun “önümüzdeki on yıl içinde aşılmasının neredeyse kaçınılmaz” olduğu vurgulanıyor.
Birleşmiş Milletler, 2024 yılının halihazırda insanlık tarihinin en sıcak yılı olduğunu, ortalama sıcaklık artışının geçici olarak 1,5 derece eşiğini aştığını duyurdu. Ancak bu artış “geçici değil, kalıcı bir eğilimin habercisi” olarak değerlendiriliyor.
Guterres: “Her On Yıl Geç Kalmak, Milyonlarca Hayatı Kaybetmek Demek”
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, raporun bulgularını “yıkıcı bir uyarı” olarak niteledi:
“Dünyanın işaretleri hâlâ iklim çöküşünü gösteriyor. Her gecikme, insanlığın varlığını riske atan bir adım daha demek.”
Guterres’e göre, 1,5 derece hedefinin korunması için 2035’e kadar sera gazı emisyonlarının 2019 seviyesine göre %55 azaltılması gerekiyor. Ancak mevcut planlar, bu düşüşü en iyi ihtimalle %15’te bırakıyor.
Rapor, “mevcut politikaların sürdürülmesi halinde iklim hedeflerinin tamamen sembolik hale geleceğini” belirtiyor. ABD’nin Paris Anlaşması’ndan geçici olarak çekilmesinin küresel sıcaklık artışını 0,1 derece artırdığı da UNEP tarafından not ediliyor.
İklim Adaleti ve G20: Zengin Ülkeler Taahhütlerini Yerine Getirmiyor
UNEP, özellikle G20 ülkelerini hedef gösteriyor: Küresel emisyonların %80’inden sorumlu olan bu ülkelerin çoğu, 2030 hedeflerine ulaşma yolunda ilerleme kaydedemedi. 2024 itibarıyla, bu ülkelerin toplam emisyonu %0,7 oranında arttı.
Bu tablo, “iklim adaletinin” fiilen işlemediğini ortaya koyuyor. Zengin ülkelerin tarihsel sorumluluğu artarken, yoksul ve gelişmekte olan ülkeler felaketin en ağır yükünü taşıyor. Rapora göre, “küresel ısınmanın sosyal maliyeti, küresel servet dağılımındaki adaletsizliği daha da derinleştiriyor.”
Enerji Dönüşümünde Umut: Rüzgâr ve Güneş Hızla Yükseliyor
Raporda karanlık tabloya rağmen “dönüştürücü potansiyele sahip” bir fırsat penceresinden de söz ediliyor. UNEP uzmanları, yenilenebilir enerji sektöründeki büyümenin tarihte görülmemiş bir hız kazandığını belirtiyor:
“Rüzgâr ve güneş enerjisi maliyetleri son on yılda %80 oranında azaldı. Enerji dönüşümü teknik olarak mümkün, politik olarak erteleniyor.”
Bu ifade, sorunun kaynak veya teknoloji eksikliğinden değil, siyasi irade yetersizliğinden kaynaklandığını açıkça ortaya koyuyor.
Felaketin Eşiğinde: Geri Dönüşsüz Noktalara Yaklaşıyoruz
Raporun en çarpıcı bölümü, “geri dönüşü olmayan iklim eşikleri” konusuna ayrılmış durumda. Bilim insanlarına göre, buzulların erimesi, okyanus asitleşmesi, yağmur ormanlarının çökmesi gibi süreçler, 2 derece eşiğinden sonra hızla devreye girecek.
UNEP raporunda şu ifadeye yer veriliyor:
“Her bir ondalık derecelik artış, daha fazla hayatın kaybı, daha fazla yerinden edilme, daha derin bir eşitsizlik anlamına geliyor.”
Artan sıcaklık, yalnızca ekolojik değil, toplumsal bir krizi de tetikliyor: Kuraklık, su kıtlığı, gıda yetersizliği ve zorunlu göç dalgaları artık geleceğin değil, bugünün gerçeği haline geliyor.
Yaşanabilir Gezegenden İklim Rejimine
Birleşmiş Milletler raporu, dünyanın iklim politikalarının “diplomatik bir yanılsama” üzerine kurulduğunu ima ediyor. Paris Anlaşması’nın hedefleri, büyük güçlerin ekonomik çıkarlarıyla sürekli erteleniyor. Ancak doğa, erteleme tanımıyor.
İklim krizi artık teknik bir çevre sorunu değil, insanlığın ekonomik, siyasal ve etik varoluşunun sınavı. UNEP’in son cümlesi bunu özetliyor:
“Artık mesele iklim değişikliğini durdurmak değil, onu sınırlayacak bir medeniyet inşa etmektir.”
Kaynaklar:
- UNEP, Emissions Gap Report 2025
- Birleşmiş Milletler Basın Merkezi, António Guterres’in 2 Kasım 2025 tarihli açıklaması
- IPCC 6. Değerlendirme Raporu (2023)
- DW, Reuters, AFP



















