Özgür Özel’den Tarihi Özür: “Dokunulmazlıkların Kaldırılmasında Kusurumuz Var, Türkiye’den Özür Diliyorum”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 2016’da dokunulmazlıkların kaldırılmasında partisinin rolünü “tarih önünde bir kusur” olarak nitelendirerek, Türk milletinden özür diledi. Özel’in açıklamaları, hem siyasi tutuklulara ilişkin çağrısıyla hem de yargı içindeki hesaplaşma vurgusuyla gündeme damgasını vurdu.

“Tüm Türkiye’den Özür Diliyorum”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, 2016 yılında dokunulmazlıkların kaldırılmasına verilen destek için “tarihi bir hata” değerlendirmesinde bulundu.
Özel, “Partinin bugünkü genel başkanı olarak, o günkü kusur için tüm Türkiye’den, Türk milletinden özür diliyorum” diyerek CHP’nin geçmişteki bu tutumuna ilişkin açık bir özeleştiri yaptı.

Özel, konuşmasında Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ dahil tüm siyasi tutukluların serbest bırakılması gerektiğini vurgularken, demokratik siyasetin “yeniden nefes alması” için çağrıda bulundu.

“Selahattin Demirtaş’ı, Figen Yüksekdağ’ı, Osman Kavala’yı haksız biçimde içeri atanlar, bugün ‘hayırlısı bu’ diyebiliyorsa, Türkiye’ye özür borçları vardır. Bizim de var.”

“Rejim Şeytan Değiştirdi”

CHP lideri, Türkiye’de siyaset ve yargı ilişkisinin geldiği noktayı sert sözlerle eleştirdi. “Bu rejim düşmanlık üzerine kurulu bir rejim olduğu için, o gün rejimin şeytanı Selahattin Demirtaş’tı; bugün Ekrem İmamoğlu” diyerek, siyasal iktidarın sürekli yeni “hedef figürler” yarattığını söyledi.

Özel, geçmişte “terörist” diye suçlanan isimlerin bugün iktidar çevrelerince “yumuşak ifadelerle” anılmasına dikkat çekti:

“Rejim şeytan değiştirdi. Dün düşman ilan ettiklerine bugün el uzatıyorlar. Ama yöntem değişmedi; yine korku, yine tehdit, yine hukuksuzluk.”

Bu ifadeler, Özel’in konuşmasını yalnızca bir özür beyanı olmaktan çıkararak, Türkiye’de yargının siyasallaşmasına karşı kapsamlı bir eleştiriye dönüştürdü.

“Başsavcı Gürlek’e Soruyorum”

Özgür Özel’in konuşmasındaki bir diğer dikkat çekici bölüm, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e yönelttiği açık soruydu.
İmamoğlu’nun ikinci kez tutuklanmasına neden olan iddialara değinen Özel, Gürlek’in yasalar gereği başka bir gelir elde edip etmediğini kamuoyu önünde sordu:

“Hakimler ve Savcılar Kanunu’nun 48’inci maddesi açıktır. Başka bir gelir elde edilemez. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’na soruyorum: Başsavcılık göreviniz dışında başka bir geliriniz var mı?”

Özel, bu soruya 24 saat içinde yanıt beklediğini, aksi halde belgeleri kamuoyuyla paylaşacağını duyurdu. Bu açıklama, siyasette “yargı içinde çıkar ilişkileri” tartışmasını yeniden gündeme taşıdı.

“704 Yılla Yargılanan Dışarıda, Dört Yılla Yargılanan Cezaevinde”

CHP lideri, İBB’ye yönelik yürütülen soruşturmada adı geçen Aziz İhsan Aktaş dosyasına da değindi.
Özel, Aktaş hakkında “704 yıl hapis isteniyor ama serbest geziyor” diyerek, “adaletin yönünü güçlülere göre belirleyen” bir yargı pratiğini eleştirdi.

“704 yılla yargılanan serbest, dört yılla yargılanan belediye başkanlarımız hapiste. Bunu hukuk değil, siyasetin talimatı belirliyor.”

Başsavcılık ise Özel’in Aktaş’ın “kaçtığı” iddiasını reddederek, “Bu bilgi doğru değildir” açıklamasında bulundu.

Özel’in konuşması, sadece bir özür değil, aynı zamanda demokratik siyasetin yeniden inşası için bir yön değişikliği ilanı niteliği taşıdı.
CHP lideri, “Türkiye ancak düşman üretmeyi bırakıp yurttaşını dinlediğinde normalleşebilir” dedi.
Bu sözler, hem parti içi özeleştiriyi hem de Türkiye’de adalet ve siyaset ilişkisine dair bir yeniden kurma çağrısını içinde barındırıyor.


  • NHY / ANKA Haber Ajansı, DW Türkçe, CHP TBMM Grup Toplantısı Konuşma Metni