CHP Genel Başkanı Özgür Özel, tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu’nun diplomatik pasaportunun iptal edildiğini açıkladı. Özel, kararın siyasi intikamın bir parçası olduğunu belirterek “Bu nasıl devlet!” sözleriyle tepki gösterdi.
Diplomatik Pasaporta Siyasi Engel
CHP lideri Özgür Özel, bugün gazetecilere yaptığı açıklamada, Dilek İmamoğlu’nun diplomatik pasaportunun iptal edildiğini duyurdu. Özel’in verdiği bilgilere göre, Dilek İmamoğlu yurtdışında yapılacak bir törene katılarak eşi Ekrem İmamoğlu’na verilen uluslararası bir ödülü almak üzere yola çıkmaya hazırlanıyordu. Ancak yetkililer, kendisine “Pasaportu iptal edilecek” uyarısı yaptı.
Özel, açıklamasında şunları söyledi:
“İlk kez benden duyacağınız bir şeyi söyleyeyim. Dilek Hanım yurtdışına çıkacaktı, Ekrem Bey’e verilmiş bir ödülü almak üzere. Dediler ki Dilek Hanım’a, ‘Pasaportu iptal olur.’ Diplomat pasaportlarını iptal etmişler. Şimdi diyorlar ki ‘Normal pasaport alacaksınız.’ Bu ülkenin seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı hakkında kesinleşmiş bir mahkeme kararı var mı? Yok. Ama eşinin pasaportunu iptal ediyorlar. Bu nasıl devlet!”
Yasal düzenlemelere göre, büyükşehir belediye başkanları ve aileleri, görev süresi boyunca diplomatik pasaport hakkına sahip. Ancak tutuklama kararının ardından, bu hakkın keyfi biçimde kaldırılması hukuk çevrelerinde “açık bir ayrımcılık örneği” olarak yorumlanıyor.
“Kafasında Mahkûm Etmiş”: Gizli Dosyalar ve Seçici Adalet
Özel, İmamoğlu ailesine yönelik yargısal sürece de sert sözlerle tepki gösterdi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun babası Hasan İmamoğlu hakkındaki soruşturmayı “gizlilik” gerekçesiyle kamuoyundan sakladığını ancak belirli bilgilerin medyaya sızdırıldığını belirtti:
“Babası hakkında bir suçlama var. Gizlilik kararı var ama işine geleni servis ediyorlar. En kötülerini duyuyoruz ama lehe delilleri bilmiyoruz. Kafasında mahkûm etmiş. Ya bu nasıl devlet!”
Bu ifadeler, yargı sürecinin siyasi bir araç hâline getirildiği yönündeki muhalefet eleştirilerini yeniden gündeme getirdi. Hukukçulara göre, gizlilik kararının keyfi biçimde kullanılması hem masumiyet karinesini hem de adil yargılanma hakkını ihlal ediyor.
“Kayyum Kumda Oynasın”: Yargı ve Parti Üzerindeki Baskı
Özel, ayrıca İstanbul İl Başkanlığı için yapılan CHP itirazının reddedilmesine de tepki gösterdi. Kararı veren mahkeme hakimini “partizanlıkla” suçlayan Özel, şu ifadeleri kullandı:
“Orada bir tane şuursuz var. 45. Asliye Mahkemesi’nin AK Parti döneminde eşini İBB’ye sokmuş bir avukat, kendisi Karayolları’ndan dosya almış bir avukat… Ne olduğunun farkında değil. Kendini Yüksek Seçim Kurulu yerine koyuyor. Git, kayyumun kumda oynasın. Bir kum bahçesi yapalım ona, kayyum kumda oynasın.”
Bu sözler, CHP’nin son dönemde karşı karşıya kaldığı yargı müdahalelerine karşı en sert çıkışlardan biri olarak değerlendiriliyor. Parti kaynaklarına göre, hem İmamoğlu dosyasında hem de il teşkilatlarında yaşanan bu müdahaleler, “yargı eliyle siyaset mühendisliği” sürecinin devamı olarak görülüyor.
“İntikam Hukuku” mu, Devlet Krizi mi?
Son dönemde İmamoğlu ailesine ve CHP yönetimine yönelik adımlar — tutuklama, malvarlığı incelemeleri, yurtdışı yasağı ve şimdi de pasaport iptali — siyaset kulislerinde “siyasi tasfiye operasyonu” olarak değerlendiriliyor.
Anayasa hukuku uzmanları, yürütmenin yargı üzerindeki etkisine dikkat çekerek, “bu tür uygulamaların rejim krizine dönüşme riski taşıdığını” belirtiyor.
Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne göre, kişilerin seyahat özgürlüğü, yalnızca kesinleşmiş yargı kararıyla sınırlandırılabiliyor. Bu nedenle Dilek İmamoğlu’nun pasaportunun iptali, uluslararası hukuk açısından da tartışmalı bir adım olarak öne çıkıyor.
- NHY / CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in basın açıklaması (Ankara, 5 Kasım 2025)












