Mardin’de Kayyım İnatla Tutuluyor: Ahmet Türk Beraat Etti, Bakanlık “Hukuku” Askıya Aldı

Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, hakkında yürütülen davadan beraat etmesine rağmen görevine iade edilmedi. İçişleri Bakanlığı, kayyım Tuncay Akkoyun’un görev süresini iki ay daha uzattı. Karar, sadece yerel iradeye değil, yargı kararına da meydan okuma anlamına geliyor.

Hukuk Beraat Dedi, Bakanlık Duymadı

Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, 4 Kasım 2024’te İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınmış, yerine Mardin Valisi Tuncay Akkoyun kayyım olarak atanmıştı.
Aradan geçen bir yılın ardından Türk, kayyım atamasına gerekçe gösterilen davadan tamamen beraat etti.

Ancak hukukun açık hükmüne rağmen, Türk’ün göreve iadesi gerçekleşmedi.
İçişleri Bakanlığı, Mardin kayyımı Tuncay Akkoyun’un görev süresini iki ay daha uzatma kararı aldı. Böylece yargı kararının doğrudan uygulanması gereken bir süreçte, yürütme organı kendi takdirini hukukun önüne koymuş oldu.

Beklenen İade Yerine “Siyasi Direnç”

Beraat kararının ardından gözler, Mardin İdare Mahkemesi’nin vereceği karara çevrilmişti. Ancak bu süreçte hükümet kanadından herhangi bir “normalleşme” adımı gelmedi.
Ahmet Türk, DEM Parti’nin 4 Kasım’daki Meclis grup toplantısı sonrası gazetecilerin “Göreve dönmeniz söz konusu mu?” sorusuna şu yanıtı vermişti:

“Yok, öyle bir beklentimiz yok. Şu anda öyle bir durum yok o tarafta.”

Türk’ün bu sözleri, hem yargı kararlarının fiilen etkisizleştirildiğine hem de kayyım rejiminin “istisna olmaktan çıkıp kural haline geldiğine” dair karamsar tabloyu özetliyor.

Kayyım Rejimi: Yargı Kararına Rağmen Süren Vesayet

Kayyım uygulamaları, Türkiye’de özellikle Kürt illerinde yerel demokrasinin sistematik biçimde askıya alınmasının en görünür örneği haline geldi.
Mardin’de olduğu gibi, Diyarbakır, Van ve Siirt’te de halkın seçtiği belediye başkanlarının görevden alınması, sadece “terör” gerekçeleriyle değil, merkezi iktidarın yerel özerkliği denetleme arzusuyla da ilişkilendiriliyor.

Ahmet Türk’ün beraat etmiş olmasına rağmen görevine iade edilmemesi, bu sistemin artık “yargısal temizlik” süreçlerinden bile geçme gereği duymadığını gösteriyor.
Bir anlamda, kayyım mekanizması artık hukukun değil, siyasetin sürekliliğini sağlayan bir aparat olarak işliyor.

Demokratik İradenin Çökertilişi

Yerel seçimlerle belirlenen belediye yönetimlerinin keyfi biçimde görevden alınması, seçmen iradesinin fiilen hükümsüz kılınması anlamına geliyor.
Ahmet Türk’ün yıllardır süren siyasi mücadelesi, bu çökertilmiş demokratik zeminde bir direniş biçimine dönüşmüş durumda.

DEM Parti ve bölgedeki sivil toplum örgütleri, Bakanlığın bu kararını “hukukun tanınmaması” olarak değerlendirirken, yurttaşlar “adalet” talebini cezaevlerinden belediye meydanlarına taşıyor.
Ancak tablo açık: Türkiye’de yargı kararı artık yürütmeyi değil, yürütme yargıyı belirliyor.


  • NHY / Artı Gerçek (2025), DEM Parti Meclis Grup açıklamaları