Gezi davası tutuklusu Tayfun Kahraman’ın tahliye talebi, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından da reddedildi. Anayasa Mahkemesi’nin “hak ihlali” kararına rağmen süren tutukluluk tepki çekerken, eşi Meriç Demir Kahraman “Bu sadece bizim değil, ülkemizdeki her bireyin anayasal güvenceleriyle ilgilidir” dedi.
AYM kararına rağmen tahliye gerçekleşmedi
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Gezi davasında tutuklu bulunan şehir plancısı Tayfun Kahraman’ın tahliye talebini reddetti.
Mahkeme, daha önce Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) verdiği “hak ihlali” ve “yeniden yargılama” kararlarını uygulamayan 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin tutumunu onayladı.
Böylece Kahraman’ın yaklaşık dört yıldır süren tutukluluğu, yüksek yargı kararına rağmen devam etmiş oldu.
Kahraman’ın avukatları, 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararına karşı 32 sayfalık bir itiraz dilekçesi sunmuş; ancak 14. Ağır Ceza Mahkemesi bu dilekçeyi “gündem yoğunluğu” gerekçesiyle iki satırda reddetmişti.
“Bu sadece bir ailenin değil, bir ülkenin meselesi”
Tayfun Kahraman’ın eşi Meriç Demir Kahraman, kararın ardından Silivri Cezaevi önünde yaptığı açıklamayla yargı sürecine tepki gösterdi.
10 yaşındaki kızı Vera ile birlikte 186’ncı kez ziyaret gerçekleştiren Kahraman, yaşadıkları adaletsizliği şu sözlerle anlattı:
“Bugün 186. kez Vera ile birlikte Tayfun’u cam ardından 1 saat görmek için Silivri’ye gidiyorum.
13. Ağır Ceza Mahkemesi kararına karşı yaptığımız 32 sayfalık itirazımız, 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 2 satırda reddedildi.
Anayasa Mahkemesi bu gerçeği hukuken doğruladı, belgeledi.
Bugün gelinen aşama Tayfun’un masumiyetinin ötesinde, bu ülkedeki her bireyin anayasal güvenceleriyle ilgilidir.”
Meriç Demir Kahraman, “44 aydır sürdürdüğüm haftalık iletişimimizi sonlandırıyorum” diyerek yaşadıkları sürecin yalnızca kişisel bir mücadele değil, hukukun üstünlüğü için verilen bir sınav olduğunu vurguladı.
“Sözün bittiği yerde değiliz, söz bitmez. Allah kimseyi masumiyetini müdafaa etmek zorunda bırakmasın.”
Gezi davasında süren hukuksal çıkmaz
Tayfun Kahraman, 2013 yılındaki Gezi Parkı eylemleriyle ilgili davada “örgüt üyeliği” ve “devletin güvenliğine karşı suç işleme” suçlamalarıyla yargılanarak 18 yıl hapis cezasına mahkûm edilmişti.
AYM, 2025 yılında verdiği kararda Kahraman’ın “adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine” hükmetmişti. Ancak İstanbul’daki ağır ceza mahkemeleri, bu kararı uygulamayı reddederek “yeniden yargılama gerekçesinin oluşmadığı” yönünde kararlar aldı.
Hukukçulara göre bu durum, Anayasa’nın bağlayıcılığı ilkesinin ihlali anlamına geliyor. Uzmanlar, AYM kararlarının uygulanmamasının yargı sisteminde derin bir anayasal kriz yarattığı görüşünde.
“Sözün bittiği yerde değiliz”
Kahraman ailesi, Gezi davası sürecinin başından bu yana adalet, hukuk ve masumiyet vurgusuyla kamuoyuna sesleniyor.
Meriç Demir Kahraman’ın “Söz bitmez” ifadesi, yalnızca kişisel bir dayanıklılık değil, aynı zamanda sivil vicdanın tükenmeyen bir sesi olarak yankılandı.
- NHY / Meriç Demir Kahraman’ın sosyal medya paylaşımı (06.11.2025)














