ABD Kongresi’nin yayımladığı e-postalar, Trump–Epstein ilişkisinin yıllardır kurulan siyasi söylemlerle nasıl çeliştiğini ortaya koyuyor.
ABD’de Jeffrey Epstein dosyaları, yıllarca özellikle aşırı sağ tabanda “gizli pedofil elitler” anlatısının merkezinde durdu. Fakat aynı dosyalar, bugün eski Başkan Donald Trump’ın en rahatsız olduğu başlıklardan biri hâline geldi. The Atlantic yazarı David A. Graham’ın makalesinde detaylandırdığı gibi, Kongre’de yayımlanan yeni belgeler Trump’ın yıllardır kurduğu “Epstein hoax’ı sola (demokratlara) ait bir komplo” söylemini ters yüz ediyor.
Epstein sorusuna öfke: “Hâlâ bu adamı mı konuşuyorsunuz?”
Trump, Temmuz ayında bir gazetecinin Epstein’la ilgili sorusuna sert bir tepki vererek, konunun artık “konuşulmaya değer olmadığını” savunmuş, hatta soruyu Teksas’taki sel felaketinde hayatını kaybedenlerin hatırasına “saygısızlık” olarak nitelendirmişti.
Bu agresif çıkışın ironik yanı, Trump’ın en ateşli destekçilerinin Epstein dosyalarını yıllarca Demokrat politikacılara ve “elitlere” yöneltilmiş bir silah olarak kullanmasıydı. 2024 seçim kampanyasında Trump, Epstein soruşturmasına dair belgeleri, kamuoyunda bilinen adıyla “Epstein files”— seçilmesi hâlinde yayımlayacağını söylemişti. Bu söz, özellikle sağ muhafazakâr çevrelerde “Demokrat pedofil şebekesi” iddialarını besleyen güçlü bir argümandı.
Kongre’nin yayımladığı e-postalar: Trump’ın adı Epstein’la aynı metinde
Çarşamba günü ABD Kongresi’nde yayımlanan binlerce e-posta ise tabloyu tamamen değiştirdi. Demokrat üyeler, üç e-postayı özellikle kamuoyuna sundu. Bu yazışmalardan birinde Epstein, 2019 yılında Ghislaine Maxwell’e, kendisine yöneltilen suçlamalardan birini anlatırken Trump’ın bu durumdan haberdar olduğunu ima ediyor:
“Tabii ki kızlardan haberi vardı çünkü Ghislaine’den durmasını istedi.” (Jeffrey Epstein’ın Michael Wolff’a 2019 tarihli e-postasından)
Bir başka e-posta 2015 yılına ait. Epstein, gazeteci Michael Wolff ile Trump’ın kendisiyle olan ilişkisinin kamuoyunda gündeme gelmesi durumunda nasıl davranacağını tartışıyor. Wolff, Epstein’a Trump’ı “kendi haline bırakmasını” öneriyor ancak ekliyor:
“Onu öyle bir şekilde de asabilirsin ki bu sana fayda sağlar. Ya da kazanacak gibi görünürse onu kurtarırsın, böylece sana borçlanır.” (Michael Wolff’un Epstein’a 2015 tarihli e-postası)
Bu yazışmalar, Epstein çevresinin Trump’la olan ilişkiyi nasıl bir politik manivela olarak değerlendirdiğini gösteriyor.
Trump’ın Adalet Bakanlığı bazı dosyaları hâlâ gizli tutuyor
Dahası, Epstein dosyalarının önemli bir bölümü hâlâ Trump döneminde Adalet Bakanlığı tarafından gizli tutuluyor. Kongre’de bu belgelerin açığa çıkarılması için gelecek hafta kritik bir oylama yapılacak. Yani tartışma henüz kapanmak bir yana, yeni bir aşamaya doğru ilerliyor.
Kısa vadeli siyasi hesaplaşmaların uzun gölgesi
The Atlantic’in değerlendirmesine göre, sağ çevreler yıllarca Epstein dosyalarını Demokratlara karşı bir “silah” olarak kullandı. Ancak Kongre’nin yayımladığı e-postalar, bu politize edilmiş anlatının bumerang etkisi yaratmasına yol açtı. Trump’ın “safsata”, “komplo” ve “asıl mesele değil” diyerek savuşturduğu Epstein soruları, artık yalnızca geçmiş dostluklara değil, güç ilişkilerine, olası çıkar pazarlıklarına ve siyasi hesaplaşmalara dair yeni sorular doğuruyor.
Epstein’ın 2019’daki ölümünün ardından birçok belgenin karanlıkta kalmış olması, özellikle Trump dönemindeki gizlilik kararlarıyla birlikte düşünüldüğünde, ABD siyasetinde yeni gerilimlerin de kapısını aralıyor.
- NHY / The Atlantic, David A. Graham, “The President Who Cried ‘Hoax’”, ABD Kongresi tarafından yayımlanan Epstein e-postaları, Michael Wolff–Jeffrey Epstein yazışmaları


















