Şule Çet davasının hükümlüsü Berk Akand’ın sosyal medyaya düşen görüntüsünü yorumlayan gazeteci Alican Uludağ hakkında TCK 217/A kapsamında soruşturma açıldı. Olay, hem infaz rejiminin şeffaflığı hem de “halkı yanıltıcı bilgi” suçunun gazetecilik üzerindeki etkileri açısından yeni bir tartışmayı gündeme taşıdı.
Gazeteciye Soruşturma: TCK 217/A Yine Gündemde
Şule Çet’i katleden ve 18 yıl 9 ay hapis cezası alan Berk Akand’ın dışarıda çekilmiş bir fotoğrafının eylül ayında “Herkese inat hoşgeldin” notuyla paylaşılması yeni bir hukuki polemiğin fitilini ateşledi. Paylaşımın ardından gazeteci Alican Uludağ, Akand’ın tahliye edildiğini belirten bir yorumda bulundu.
Uludağ’ın bu sözleri üzerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, gazeteci hakkında Türk Ceza Kanunu’nun “Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma” suçunu düzenleyen 217/A maddesi kapsamında resen soruşturma başlatıldığını duyurdu. Böylece, pandemi döneminde çıkarılan ve son yıllarda sıkça tartışılan maddenin gazetecilik pratiklerine etkisi bir kez daha gündeme geldi.
Başsavcılık: “Tahliye Söz Konusu Değil, Haber Gerçeği Yansıtmıyor”
Başsavcılığın açıklamasında, Uludağ’ın paylaşımının gerçeğe aykırı olduğu ifade edilirken, Berk Akand’ın tahliye edilmediği özellikle vurgulandı.
Açıklamaya göre Akand, 2018’de Şule Çet’in ölümüne neden olan olay kapsamında yargılandığı davada; kasten öldürmeye yardım etmekten 12 yıl 6 ay, cinsel saldırıya yardım etmekten 5 yıl ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaktan 1 yıl 3 ay ceza almış, hüküm ise yüksek yargı mercilerince onanmıştı.
Akand’ın cezasının 5 Haziran 2025’te açık ceza infaz kurumuna nakille devam ettiği, izni sırasında yaptığı paylaşım nedeniyle disiplin işlemlerine tabi tutulduğu ve bunun sonucunda kapalı cezaevine geri gönderildiği belirtildi. Savcılık, “Akand’ın tahliyesi söz konusu değildir, infazı aralıksız sürmektedir” ifadelerini kullanarak, Uludağ’ın paylaşımının “gerçeği yansıtmadığı” görüşünü savundu.
Gazetecilik, Enformasyon ve Baskı İklimi
Alican Uludağ hakkında açılan soruşturma, Türkiye’de enformasyon suçlarının gazeteciler üzerinde yarattığı caydırıcı etkiyi tekrar tartışmaya açtı. Uzmanlara göre, infaz sürecine dair kamuya açık olmayan bilgilerin şeffaf biçimde paylaşılmaması, yanlış anlaşılmaların önünü açarken, TCK 217/A’nın yoruma açık yapısı nedeniyle gazetecileri hedef alan soruşturmalar giderek rutinleşiyor.
Olay, hem cinayet gibi yüksek toplumsal duyarlılığa sahip davalarda infaz rejiminin kamuoyuna yeterince şeffaf yansıtılmaması hem de eleştirel gazeteciliğin hukuki baskılarla çevrelenmesi açısından yeni bir örnek oluşturuyor.
- NHY / MA, Alican Uludağ’ın sosyal medya paylaşımları (kamuya açık içerikler)
