USA Today’in Sara Pequeño imzalı analizine göre, demokratik sosyalist adayların seçim kazanması Cumhuriyetçileri paniğe sevk ederken, Demokrat Parti içinde de yön arayışını derinleştiriyor. Genç seçmenler kapitalizme duydukları güvensizlik nedeniyle sosyalizme daha sıcak bakıyor.
Trump’tan Mamdani’ye “komünist” suçlamaları: Bir siyasal korku kampanyası
USA Today köşe yazarı Sara Pequeño’nun haberine göre, ABD Başkanı Donald Trump’ın New York’un yeni Belediye Başkanı Zohran Mamdani ile görüşme açıklaması ülke siyasetinin en hararetli tartışma başlıklarından biri haline geldi. Trump’ın Mamdani’yi sık sık “komünist” olarak nitelemesi, yazara göre, esasen aşırı sağ tabanı kışkırtmayı ve Demokrat Parti içindeki sol hareketi kriminalize etmeyi amaçlıyor.
Oysa Mamdani bir demokratik sosyalist; yani kamusal hizmet, erişilebilir konut, işçi hakları gibi konularda daha güçlü devlet politikaları talep eden bir çizgide duruyor. Pequeño, bu eğilimin özellikle genç seçmenlerin kapitalizme yönelik artan şüpheleriyle örtüştüğünü aktarıyor.
Demokratik sosyalistler seçim kazanıyor: “Çalışanlar yoruldu, adalet istiyor”
New York’ta Mamdani’nin, Seattle’da ise Katie Wilson’ın seçim kazanması, ABD’de demokratik sosyalist siyasetçilerin görünürlüğünü artırdı. Wilson, Seattle Belediye Başkanı Bruce Harrell’ın yenilgiyi kabul etmesiyle birlikte göreve gelirken, yaptığı konuşmada “Bu kentin çalışanları artık yoruldu. Daha adil, daha umutlu bir düzen istiyorlar” dedi.
Bu tablo, Sanders, Alexandria Ocasio-Cortez ve Rashida Tlaib gibi isimlerle son yıllarda etkisini artıran demokratik sosyalist hareketin, artık sadece Kongre koridorlarında değil, büyükşehir belediyelerinde de güç kazandığını gösteriyor.
Demokratik Parti için yeni bir eşik mi?
Yazıda aktarılan araştırmalara göre, 18–34 yaş arasındaki seçmenler sosyalizme tarihsel olarak hiç olmadığı kadar yakın duruyor. Bu durum, Demokrat Parti’nin uzun süredir sürdürdüğü “merkeze yakın” siyasetin sorgulanmasına yol açıyor.
Pequeño’ya göre Demokrat Parti, genişleyen sol tabanı dışlamak yerine kapsamak zorunda; aksi halde genç seçmeni kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacak. Parti içinde “çok sola kayıyoruz” endişesini taşıyan kesimler olsa da son seçim sonuçları, işçi sınıfını merkeze alan politikaların sandıkta karşılık bulduğunu gösteriyor.
Cumhuriyetçilerin panik yasaları
Cumhuriyetçilerin demokratik sosyalizm karşısında en sert refleksleri verdiği dönemlerden biri yaşanıyor. Mamdani’nin zaferinin ardından New York Post’un “On your Marx, get set, Zo!” başlığıyla yayımladığı manşet, ülkedeki yeni siyasi iklimi sembolize etti.
Daha da ötesi, Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçileri Mamdani’nin ismini taşıyan “MAMDANI Act” adlı bir yasa tasarısı sundu. Bu tasarı, Mamdani belediye başkanlığı yaptığı sürece New York’un federal fonlarının kesilmesini öngörüyor.
Tasarıyı sunan Cumhuriyetçi vekil Buddy Carter, “New Yorklular komünizm istiyorsa, başarılı kapitalist sistemimizin desteği olmadan bununla yaşamayı öğrenmeliler” dedi.
Asıl mücadele solda değil, Demokrat Parti içinde
Pequeño’nun analizine göre demokratik sosyalistlerin asıl rakibi Cumhuriyetçiler değil; kurumsal güçleri, finansal kaynakları ve parti içi ağları daha güçlü olan merkez Demokratlar.
Minneapolis’te görevdeki başkan Jacob Frey’in, demokratik sosyalist aday Omar Fateh’i yenerek üçüncü kez seçilmesi bunun örneklerinden biri. Mamdani ve Wilson’ın başarıları önemli olsa da, hareketin ülke çapında hegemonya yaratması hâlâ zaman alacak.
“Kim korkuyor demokratik sosyalizmden? Seçmenler değil.”
USA Today yazarı Pequeño makalesini şu değerlendirmeyle noktalıyor:
Demokratik sosyalizmin Amerikan toplumunu “çökertmeyeceğini”, aksine eşitsizlik krizine karşı yeni bir umut sunduğunu fark eden seçmenlerin sayısı artıyor. Yazar, Demokrat Parti’nin de bu yükselişi kabullenmesi ve “sola kayma korkusunu” bir kenara bırakması gerektiğini ifade ediyor.
Kaynaklar:
- USA Today, Sara Pequeño, “Who’s afraid of democratic socialism? Everyone but voters, apparently.”
- Amerikan basınındaki seçim sonuçları ve açıklamalar.
