İmralı Kararı Siyaseti Sarsıyor: “Barış” Söylemi Var, Demokrasi Yol Haritası Yok

TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, Abdullah Öcalan’ın İmralı’da ziyaret edilmesine karar verdi. Ancak iktidarın “Terörsüz Türkiye” başlığıyla yürüttüğü sürecin en kritik adımı olarak sunulan bu görüşme, demokrasi ve hukuk devleti adına nasıl bir dönüşüm sağlayacağı hâlâ belirsiz. Silahların bırakılmasından barışa giden yolun hangi ilkelerle örüleceğine dair net bir plan bulunmuyor.

Komisyon Kararı: Siyasette Yeni Bir Eşik Ama Net Bir Çerçeve Yok

TBMM’deki 51 üyeli komisyonun 37 üyeyle gerçekleştirdiği oylamada, İmralı’ya gidilmesi kararı oy çokluğuyla alındı. AKP, MHP ve DEM Parti’nin yanı sıra TİP ve EMEP’ten de destek geldi. Demokrat Parti, DSP ve HÜDA PAR ise hayır dedi. Yeniden Refah ve bazı AKP ile Yeni Yol vekilleri oylamaya katılmadı.

Ziyaret için heyetlerin isimlerinin 22 Kasım’a kadar Meclis Başkanlığı’na bildirilmesi istendi. DEM Parti heyetinde Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit’in yer alacağı kesinleşti.

CHP ise heyete üye vermeme kararıyla sürecin en kritik tartışmasını açtı.

CHP: “Şeffaflık Yok, Demokrasi Yok, Plan Yok”

Komisyon toplantısı öncesi oturumun basına kapalı yapılması önerisine karşı çıkan CHP, komisyonu terk etti ancak çalışmalardan çekilmeyeceğini açıkladı. CHP’li Murat Emir, “Devlet yetkilileri İmralı ile zaten görüşüyor, bu süreci milletvekillerinin adaya gitme meselesine sıkıştırmak doğru değil” dedi.

Parti ayrıca, görüşmenin teknolojik olanaklarla yapılabileceğini belirtti; ancak asıl vurguyu şurada yaptı:

  • AYM kararlarına uyulmadan,
  • kayyum uygulamaları sona erdirilmeden,
  • hukuk devleti yeniden tesis edilmeden

İmralı ziyaretinin “barış süreci” olarak pazarlanmasının inandırıcı olmadığını ifade etti.

CHP’nin çekimser duruşu, bir yandan ulusalcı tabanla bağlarını koruma çabası olarak görülürken, diğer yandan Kürt seçmenle ilişkilerde yeni bir sınav anlamına geliyor.

Bahçeli’nin Israrı ve Yeni İttifak Tartışmaları

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin haftalardır süren ısrarlı çıkışları, sürecin gerçek yönlendiricisinin kim olduğu sorusunu yeniden gündeme taşıdı. Bahçeli, komisyon karar çıkarmasa bile “üç arkadaşıyla İmralı’ya gideceğini” açıklamıştı. Erdoğan’ın bu çıkışı “cesur ve yol gösterici” olarak nitelemesi ise Cumhur İttifakı’nda stratejik bir yakınlaşmanın işareti olarak yorumlandı.

Gözler DEM Parti’ye çevrildi. DEM, ziyareti “tarihsel bir adım” olarak tanımlarken, CHP’ye isim vermeden eleştiride bulundu:
“Barış süreçlerinde cesaret ve ileri görüşlülük gerekir. Tereddütler toplumsal vicdanı yaralar.”

Bu tablo, Ankara kulislerinde yoğun şekilde konuşulan “AKP–MHP–DEM eksenli yeni bir süreç mimarisi mi kuruluyor?” sorusunu güçlendirdi. Özellikle CHP’nin dışarıda kaldığı bir fotoğraf karesi, iktidarın siyasi stratejisini yeniden şekillendirebilir.

Demokratik Yol Haritası Olmadan “Barış” Mümkün mü?

Bütün bu gelişmelere rağmen süreçte hâlâ büyük bir boşluk var:
Barışın, silah bırakmanın ve toplumsal uzlaşmanın demokratik temeli nerede?

İmralı’ya ziyaret kararı:

  • Demokratikleşme,
  • yargı bağımsızlığı,
  • kayyum uygulamalarının sona ermesi,
  • ifade özgürlüğünün korunması

gibi temel başlıklardan bağımsız bir teknik hamle olarak ilerliyor.

İktidarın açıkladığı “Terörsüz Türkiye” vizyonunda bile, bu görüşmenin barışın hangi aşamasına denk geldiğini, neden şimdi yapıldığını veya sonuçlarının ne olacağını ortaya koyan şeffaf bir plan bulunmuyor.

Dolayısıyla adaya gidiş, barış sürecinin başlangıcı değil, siyasi bir deneme hamlesi olarak da değerlendiriliyor. Toplumun geniş kesimlerinde, “Siyasi fayda mı? Gerçek barış çabası mı?” sorusu şimdilik yanıtsız.

Belirsizliklerin Gölgesinde “Tarihî Adım”

Meclis komisyonunun aldığı karar, Türkiye’nin yakın dönem siyasetinde önemli bir kırılmayı işaret ediyor. Ancak sürecin:

  • Demokratik bir çerçevesi,
  • hukuki bir alt yapısı,
  • samimi bir reform perspektifi

olmadan yürütülmesi ciddi bir risk barındırıyor.

Barış, ancak demokrasiyle mümkün; demokrasi ise ancak şeffaf, hesap verebilir bir süreçle inşa edilebilir. Bugün tabloya bakıldığında, adaya gidiş kararının gölgesinde duran en büyük eksik, işte bu demokratik yol haritası.


  • NHY / DW Türkçe, ANKA, DHA, TBMM Komisyon Tutanakları, parti açıklamaları.