Muş’ta Bir Kadın Daha Hedef Alındı: Boşandığı Erkek Pompalı Tüfekle Saldırdı

Muş’ta 44 yaşındaki Y.D., boşandığı E.Ö. tarafından pompalı tüfekle vuruldu. Yaralı kadın hastaneye kaldırılırken saldırgan kısa sürede yakalandı. Olay, Türkiye’de kadınların kamusal alanda dahi korunamayan yaşam hakkına dair derin bir güvenlik ve adalet krizini yeniden gündeme taşıdı.

Kaldırımda Yürürken Saldırı: Yine “Eski Eş” Şiddeti

Muş’un Yeşilyurt Mahallesi’nde akşam saatlerinde yürüyen Y.D., boşandığı E.Ö.’nün silahlı saldırısına uğradı. Cumhuriyet’in aktardığı bilgilere göre saldırgan, elindeki pompalı tüfekle Y.D.’yi bacağından vurduktan sonra olay yerinden kaçtı.
Çevredeki yurttaşların ihbarı üzerine sağlık ve polis ekipleri bölgeye sevk edilirken, Y.D. ambulansla Muş Devlet Hastanesi’ne götürülerek tedavi altına alındı.

Sokakta, Gündüz, Kalabalığın İçinde: Kadınlar Hâlâ Korunmuyor

Kadınlara yönelik erkek şiddetinin ev içinden sokaklara taşan boyutu, kamu güvenliğinin kadınlar açısından ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha gösteriyor.
Y.D.’nin bir kamusal alanda, insanlar arasında yürürken vurulması; koruma mekanizmalarının, caydırıcılığın ve risk değerlendirme süreçlerinin yetersizliğine işaret ediyor. Boşanma sonrası artan ölümcül şiddet vakaları, kadınların yaşam hakkının fiilen koruyamadığını kanıtlıyor.

Saldırgan Yakalandı, Peki Ya Önleme Mekanizmaları?

Polisin E.Ö.’yü kısa sürede yakalaması önemli olsa da, olay kadın örgütlerinin yıllardır dile getirdiği temel sorunu değiştirmiyor:
Yakalanma değil, önleme gerekiyor.
Türkiye’de eski eş ya da partner tarafından gerçekleştirilen şiddet vakalarının büyük kısmı, koruma kararlarının yetersizliği ve potansiyel saldırganlara yönelik erken müdahalenin uygulanmaması nedeniyle gerçekleşiyor. Bu olay da, kadına yönelik şiddetle mücadelede “anlık başarıların” değil, yapısal bir yaklaşımın zorunlu olduğunu ortaya koyuyor.


  • NHY / Cumhuriyet Gazetesi