Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın tutuklanmasının ardından TELE1’e atanan kayyım İbrahim Paşalı’nın 32 çalışanı işten çıkardığı ortaya çıktı. Medya kurumlarının büyük bölümünün bu gelişmeyi görmezden gelmesi, Türkiye’de basın özgürlüğünün içine sürüklendiği derin sessizlik rejimini bir kez daha görünür kıldı.
TELE1’de Kıyım Gibi Tasarruf: 32 Çalışan İşten Atıldı
TELE1 Ankara Temsilcisi Ömer Ödemiş’in sosyal medya hesabından yaptığı açıklamaya göre, kayyım yönetimi Ankara ve İzmir bürolarından toplam 32 çalışanın iş akdini sonlandırdı. Ödemiş’in paylaştığı listede isimlerin tek tek belirtilmesi, kararın kapsamını ve koordineli biçimini somutlaştırdı.
Ödemiş, bu gelişmenin “Türkiye medyasında neredeyse hiçbir haber kurumunda yer bulamamasına” dikkat çekerek, yaşananları “görünmezleştirilmiş bir medya darbesi” olarak niteledi.
Kayyımın İlk Adımları: Tasfiye, Sessizlik, Disiplin
Merdan Yanardağ’ın tartışmalı bir şekilde “casusluk” suçlamasıyla tutuklanmasının ardından TELE1’e kayyım atanması zaten basın özgürlüğü tartışmalarını alevlendirmişti. Ancak kayyımın ilk büyük icraatı, televizyonun haber omurgasını taşıyan kadroları dağıtmak oldu.
Bu tasfiye, bir yönetim değişikliğinden çok, eleştirel yayıncılığın susturulmasına dönük stratejik bir adım olarak yorumlanıyor.
Medyanın Kör Noktası: Korku, İttifaklar ve Sessiz Mutabakat
Bu ölçekli bir tasfiyenin ana akım medya tarafından neredeyse tamamen görmezden gelinmesi, Türkiye’nin mevcut medya konjonktürünü açık biçimde ortaya koyuyor.
“Basın özgürlüğü” söylemlerini sıkça dillendiren kimi medya kurumlarının bile TELE1’deki gelişmeleri haberleştirmemesi, iktidar baskısı, ekonomik bağımlılık ve siyasi ittifakların belirlediği yeni medya atmosferinin tipik bir örneği olarak öne çıkıyor.
TELE1 Neden Hedef? Eleştirel Yayıncılığın Bedeli
TELE1, uzun süredir iktidarın medya üzerindeki tahakkümüne karşı duran ve sansüre direnen çizgisiyle biliniyordu.
Yanardağ’ın tutuklanması ve ardı sıra gelen kayyım süreci, eleştirel habercilik yapan mecralara yönelik cezalandırıcı pratiklerin devamı niteliğinde görülüyor.
32 kişinin işten çıkarılması ise, yalnızca bir yönetim operasyonu değil; toplumsal muhalefetin sesinin sistematik olarak budandığının göstergesi.
- NHY / Ömer Ödemiş’in sosyal medya paylaşımı














