25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü, Türkiye’de yine kadın cinayetlerinin gölgesinde geçti. Gaziantep ve Elazığ’da iki kadın, boşanmak istedikleri veya evli oldukları erkekler tarafından öldürüldü. Şiddetin görünür kılınması ve toplumun dikkatinin bu alana çekilmesi için ilan edilen bu özel gün, ne yazık ki iki yeni cinayet haberiyle sarsıldı.
Gaziantep’te Zehra Özkan, uzaklaştırma kararına rağmen öldürüldü
Gaziantep’in Nizip ilçesinde yaşayan Zehra Özkan, hakkında uzaklaştırma kararı bulunan ve boşanma aşamasında olduğu Recep Özkan tarafından ateşli silahla vurularak öldürüldü.
Olay, sabah saatlerinde yaşandı. İddiaya göre Zehra Özkan, kendisine yönelik şiddet nedeniyle daha önce koruma talebinde bulunmuş ve mahkeme tarafından Recep Özkan hakkında uzaklaştırma kararı verilmişti. Ancak bu tedbir, Zehra Özkan’ı korumaya yetmedi.
Boğazına isabet eden iki kurşunla ağır yaralanan Özkan, kaldırıldığı hastanede tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi. Cinayet sonrası kaçmaya çalışan Recep Özkan, kolluk kuvvetleri tarafından yakalanarak gözaltına alındı.
Elazığ’da Sümeyye Yıldız evli olduğu erkek tarafından öldürüldü
Aynı gün bir diğer kadın cinayeti Elazığ’ın Kovancılar ilçesinde gerçekleşti. Bağlar Mahallesi’nde yaşayan Sümeyye Yıldız, evli olduğu Erdal Yıldız tarafından tabancayla vurularak öldürüldü.
Sümeyye Yıldız’ın cenazesi otopsi için Fırat Üniversitesi Hastanesi morguna götürülürken, saldırgan Erdal Yıldız gözaltına alındı. Olayın nedeni hakkında soruşturma sürüyor.
“Şiddet Mücadele Günü’nde bile durmuyor”
Kadın örgütleri, 25 Kasım’ın kadınlara yönelik şiddetin görünür kılınması ve mücadele çağrısının yükseltilmesi için ilan edilmiş bir gün olduğuna dikkat çekerek, bu tarihte dahi cinayetlerin sürmesinin Türkiye’deki yapısal sorunu bir kez daha ortaya koyduğunu vurguluyor.
Uzmanlar ise her iki olayda da koruma mekanizmalarının yetersizliğine işaret ediyor:
- Uzaklaştırma kararlarının etkin uygulanmaması
- Şiddet uygulayan erkeklerin daha önceki tehditlerinin ciddiye alınmaması
- Kadınların başvurduğu hukuki yolların çoğu zaman gecikmesi veya sonuç vermemesi
Bu son iki cinayet, Türkiye’de kadınların hâlâ yaşam hakkı için mücadele ettiği bir gerçekliği bir kez daha gözler önüne seriyor.
Her iki olayla ilgili adli süreç devam ederken, kadın örgütleri ve barolar, 25 Kasım’da yaşanan bu cinayetlerin “tesadüf değil, sistematik şiddetin sonucu” olduğunu belirterek yetkililere etkili koruma politikaları uygulaması çağrısında bulunuyor.

















