Suudi Arabistan’ın hafta sonu üç gün içinde 17 kişiyi idam etmesi, krallığın ölüm cezası uygulamalarındaki sertleşmeyi yeniden gündeme taşıdı. İdam edilenlerin çoğunun yabancı uyruklu olması ve suçlamaların önemli kısmının uyuşturucuyla ilgili olması, uluslararası insan hakları örgütlerinin tepkisini büyüttü.
İdamlar Artıyor: Yabancılar ve Uyuşturucu Suçlamaları Ön Planda
Suudi Arabistan’da cuma ile pazar günleri arasında toplam 17 kişi idam edildi. Yetkililerin açıklamalarına göre bu kişiler arasında “terör suçları”yla yargılananlar da var ancak çoğunluk uyuşturucuyla ilgili suçlamalardan hüküm giymişti. İdam edilenlerin önemli kısmının yabancı uyruklu olması, krallığın özellikle göçmen işçilere yönelik yargı süreçlerindeki şeffaflık ve adil yargılanma sorunlarını yeniden gündeme getirdi.
İnsan hakları örgütü Reprieve, özellikle haşiş kaçakçılığı ve benzeri uyuşturucu suçlamalarına verilen idam cezalarında kayda değer bir artış yaşandığını vurguladı.
2025’te 239 İdam: Uluslararası Kamuoyu Alarmda
Bu son idamlarla birlikte Suudi Arabistan’da 2025 yılında uygulanan ölüm cezası sayısı 239’a yükseldi. Bu rakam, yıl sonu itibarıyla krallığı yeni bir “negatif rekora” doğru götürüyor. Suudi Arabistan, dünya genelinde en çok idam cezası uygulayan ülkeler arasında üst sıralarda bulunuyor; yalnızca Çin ve İran daha fazla infaz gerçekleştiriyor.
Uzmanlar, infazlardaki artışı Veliaht Prens Muhammed bin Selman yönetiminin “iç güvenlik politikalarının sertleşmesi” ve yargı süreçlerinde neredeyse hiçbir uluslararası denetime izin verilmemesiyle açıklıyor.
Şeffaflık Eksikliği ve Adil Yargılama Endişeleri
Uluslararası kuruluşlar, idam kararlarının çoğunlukla kapalı kapılar ardında yürütülen, avukat erişiminin kısıtlandığı ve itirafların baskı altında alındığı yargı süreçlerine dayandığını belirtiyor. Özellikle düşük gelirli yabancı işçilerin, hem dil hem de hukuki temsil eksikliği nedeniyle savunmasız bırakıldığı vurgulanıyor.
Reprieve ve diğer örgütler, Suudi Arabistan’ın idam cezasını sınırlama yönünde verdiği sözlerle çelişen bu artışın “sistematik bir geriye gidiş” olduğunu ifade ediyor.
- NHY / DIE ZEIT, AFP (Agence France-Presse), Reprieve (İnsan hakları örgütü)
