DİSK, hız kesmeyen hayat pahalılığı karşısında asgari ücretin yılda en az iki kez güncellenmesini talep ederek, hedeflenen enflasyon üzerinden yapılan artışların işçileri sistematik biçimde yoksullaştırdığını vurguladı. Konfederasyon, “Bir haneye iki maaş girse bile yoksulluk sınırı aşılamıyor” diyerek yapısal ücret erimesine işaret etti.
Asgari Ücrette Derin Erozyon: “Açlık Sınırı Aşılmış, Ücretler Geriye Sarılmış”
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, düzenlenen basın toplantısında asgari ücretin yıl boyunca hızla eridiğini, hükümetin yüksek enflasyona rağmen ara zam yapmamasının ücretleri fiilen açlık seviyesine ittiğini belirtti. Açlık sınırının 30 bin, yoksulluk sınırının 90 bin lirayı aşmasına rağmen asgari ücretin yalnızca birkaç ay bu sınırın üzerinde kalabildiğine dikkat çekildi.
Çerkezoğlu, 2024 ve 2025’te ara zam yapılmamasının reel ücretlerde “tarihi kayıplar” yarattığını ifade ederek, tek haneli enflasyon sağlanana kadar yılda en az iki güncellemenin zorunluluk haline geldiğini söyledi. Hedef enflasyona göre belirlenen artışların “dayatma” olduğunu ve işçinin satın alma gücünün 14 bin liraya kadar gerilediğini belirtti.
Komisyon Tartışmaları ve Yeni Model Arayışı: “Sorun Yapıda, Paylaşımda ve Hesaplama Yönteminde”
DİSK’e göre temel problem Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun bileşimi değil, ücreti belirleyen kuralların kendisi. Çerkezoğlu, asgari ücretin yalnızca enflasyona göre değil, genel ücret düzeyi ve ekonomik büyüme dikkate alınarak toplu pazarlıkla saptanması gerektiğini söyledi.
Konfederasyon, ücretin Kişi Başına GSYH’nin belirli bir oranının altına düşmemesi gerektiğini belirterek, bir hanede iki kişinin çalıştığı varsayıldığında bile hane gelirinin yoksulluk sınırını yakalayamadığını vurguladı. Bu çerçevede asgari ücretin istisnai bir ücret olma niteliğinden çıkıp milyonların “geçim ücreti” haline geldiği hatırlatıldı.
Altın Kayıpları, Avrupa Kıyasları ve Yapısal Çöküş: “Bu Ülke Asgari Ücretliler Ülkesi Haline Geldi”
DİSK’in raporu, 2005’ten bu yana asgari ücretlinin 22 Cumhuriyet altını kaybettiğini ortaya koyuyor. 2005’te 31,5 altın alınabilirken bugün aynı ücretle yalnızca 9,5 altın alınabiliyor. Euro bazında ise Türkiye, Avrupa’nın en düşük asgari ücretlileri arasında üçüncü sıraya gerilemiş durumda; Türkiye’den daha düşük asgari ücrete sahip ülkeler yalnızca Arnavutluk ve Bulgaristan.
Çerkezoğlu bu tabloyu, “Ülkeyi bir asgari ücretliler ülkesi olmaktan kurtarmanın tek yolu sendikalaşmadır” sözleriyle özetledi. Vergi dilimlerinden SGK prim desteğine, damga vergisinin kaldırılmasından emekli aylıklarının iyileştirilmesine kadar bir dizi yapısal düzenleme önerisi de paylaşıldı.
Örgütlü Mücadele Çağrısı
DİSK, işçilere “örgütlü mücadelenin tek koruyucu güç olduğu” vurgusuyla seslenerek tüm çalışanları sendikalı olmaya çağırdı. Çerkezoğlu, “Sendikanın olduğu yerde asgari ücret olmaz” diyerek çalışma rejiminin ancak örgütlülükle dönüştürülebileceğini belirtti.
- NHY / MA, DİSK Asgari Ücret Araştırması ve Basın Toplantısı açıklamaları


















