Yapay zekâ destekli analiz, yaşamın kökenine dair bilinen zaman çizelgesini 1,6 milyar yıldan 3,3 milyar yıla taşıyarak gezegen dışı yaşam arayışı için de kritik bir adım atıyor.
Carnegie Bilim Enstitüsü araştırmacıları, yapay zekâ tabanlı bir yöntem kullanarak Güney Afrika’daki 3,3 milyar yıllık Josefsdal Chert kayasında Dünya’daki erken yaşamın kimyasal izlerini tespit etti. Bulgular, Hakemli bilim dergisi Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS) tarafından 17 Kasım’da yayımlandı.
Kimyasal “hayaletler”: En eski biyolojik imzalar yapay zekâ ile çözüldü
Araştırma ekibinin ortak başyazarı Prof. Robert Hazen, incelenen kayaların 3,8 milyar yıl öncesine kadar uzandığını belirterek çalışmanın en çarpıcı yönünü şöyle açıkladı:
“Yüksek derecede bozulmuş moleküllerden antik yaşamın izlerini ortaya çıkarabilmemiz dikkat çekici. Sonuçlarımız, erken yaşamın sadece fosiller değil, kimyasal ‘yankılar’ da bıraktığını gösteriyor.”
Hazen, yeni yaklaşımın önemini şu sözlerle vurguladı:
“Güçlü kimyasal analizle makine öğrenimini birleştirerek, milyarlarca yıl sonra hâlâ sırlarını fısıldayan erken yaşamın moleküler ‘hayaletlerini’ okumanın bir yolunu bulduk.”
Bu yöntem, daha eski kayaların yaşam izi taşımadığı anlamına gelmiyor; izler yalnızca mevcut araçların tespit edemeyeceği kadar bozulmuş olabilir.
Fotosentezin başlangıcı 800 milyon yıl geriye çekildi
Araştırmacılar yalnızca erken yaşamın izlerini değil, aynı zamanda fotosentezin bilinen tarihini de yeniden yazan bulgulara ulaştı. Güney Afrika ve Kanada’dan alınan 2,52 ve 2,3 milyar yıllık kaya örneklerinde, bugüne kadar saptanan en eski fotosentez kimyasal izleri bulundu.
Bu sonuçlar, oksijenli atmosferin oluşumunu başlatan fotosentezin, düşünüldüğünden 800 milyon yıl daha önce başladığını gösteriyor.
Çalışmanın diğer başyazarı Anirudh Prabhu, geliştirilen biyoimza tekniğinin kapsamını şöyle özetledi:
“Bu teknik yalnızca canlıyı cansızdan ayırmıyor; fotosentetik organizmalar gibi farklı yaşam türlerini de ayırt edebiliyor.”
Mars ve buzlu uydular için yeni bir yaşam arama aracı
Prabhu’ya göre geliştirilen makine öğrenimi yöntemi, yalnızca Dünya’nın erken dönem biyolojisini anlamak için değil, aynı zamanda gezegen dışı yaşam arayışında da devrim yaratacak bir araç niteliğinde:
“Tüm biyomoleküller bozulmuş olsa bile, makine öğrenimi antik yaşamın izlerini tespit edebiliyor. Bu tekniğin Mars’tan getirilecek örneklerde ve Satürn ile Jüpiter’in yaşam potansiyeli taşıyan uydularındaki çalışmalarda kullanılmasını bekliyoruz.”
Bu yaklaşım, özellikle Mars örnek dönüş misyonları, Europa ve Enceladus araştırmaları için ileri düzey bir analiz imkânı sunuyor.
Bilimsel önemi: Yaşam zaman çizelgesi iki katından fazla geriye uzadı
Yeni bulgularla birlikte, yaşamın kimyasal izlerinin tespit edildiği zaman aralığı 1,6 milyar yıldan 3,3 milyar yıla çıkarılmış oldu.
Bu, yaşamın başlangıcının daha erken ve daha yaygın olabileceğine işaret eden en güçlü kimyasal kanıtlardan biri olarak değerlendiriliyor.
Kaynak:
Bu haber, Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS) dergisinde 17 Kasım’da yayımlanan çalışmadan, araştırmacılar Robert Hazen, Anirudh Prabhu ve çalışma ekibinin açıklamalarından, ayrıca Independent Türkçe’nin Carnegie Bilim Enstitüsü açıklamalarına dayanan haberinden derlenmiştir.



















