İBB’ye yönelik tartışmalı soruşturmada tutuklu 21 kişi hakkında yapılan incelemede mahkeme 19 kişiyi tahliye etti. İddianamede yer almayan bu tutukluların serbest bırakılması, binlerce yıl hapis istenen ana dava sürecinde soruşturmanın kapsamına ve siyasi niteliğine dair tartışmaları yeniden alevlendirdi.
İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği, İBB soruşturmasında tutuklu olan ancak hazırlanan iddianamede yer almayan 21 kişi hakkında tutukluluk incelemesi yaptı. İnceleme sonucunda 19 kişi tahliye edilirken, 2 kişinin tutukluluk hâlinin devamına hükmedildi. Tahliye edilenlerin tamamına yurtdışına çıkış yasağı getirildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2024 Ekim’inde başlattığı, 11 Kasım’a kadar süren operasyonlarda 105 kişi gözaltına alınmış, bu isimler iddianamenin sanık listesine dahil edilmişti. Ancak erken dönemde tutuklanan 21 kişi, iddianame kapsamı dışında kalmış ve aylarca cezaevinde tutulmuştu. Tahliye edilenler arasında Burak Arslan, Savaş Can, Onur Gülin, Yusuf Yüce, Doğukan Arıcı, Bulut Aydöner, İbrahim Can Yaman, Örsan Çetin, Arzu Can, Çağatay Takaoğlu ve diğer isimler yer aldı.
Öte yandan savcılık, İBB soruşturmasının ana dosyasında 402 kişi hakkında hazırladığı kapsamlı iddianameyi mahkemeye sunmuş; aralarında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da bulunduğu bu isimler için “binlerce yıl hapis” talep edilmişti. İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi iddianameyi kabul etti; tensip zaptının ardından yargılama süreci resmen başlayacak.
Aynı gün Suriye siyasetinde de önemli bir gelişme yaşandı. Suriye Demokratik Meclisi (MSD), Til Temir’de düzenlediği geniş katılımlı toplantıda “yeni bir Suriye” için ulusal diyalog çağrısı yaptı. Kürt, Arap, Süryani ve Asuri temsilcilerinin katıldığı toplantıda MSD Eşbaşkanı Mehmûd El Mislit, dış müdahalelerle şekillendirilen projelerin krizi derinleştirdiğini belirterek, çözümün ancak Suriyelilerin kendi iradesiyle yürütülen kapsayıcı bir süreçten geçtiğini ifade etti. Toplantıda ekonomik sorunlardan güvenlik meselelerine kadar birçok başlık ele alındı ve karar alma süreçlerinde tüm toplumsal bileşenlerin temsiliyeti vurgulandı.
